BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup
toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Demirtaş, grup toplantısının yapıldığı sırada Van’da seçilmişlerin
yargılandığını ve orada bir tiyatro oyununun sahnelendiğini söyledi.
Demirtaş,
“Seçilmişler dahil olmak üzere 12 yöneticimizin de olduğu BDP Van
davası basında geçen adı ile ‘KCK’ davası yeni başladı. 7 ayı aşkın
süreden sonra ilk defa hakim karşısına çıktılar” dedi. Demirtaş, Van’ın
ilk defa Van halkına yakışır hizmet sunmaya başladığını söyleyerek,
“Eskiden de belediye bizde olmuştu. Biz bu seçimden sonra o dönemlere
karşı da özeleştirimizi vermeye başlamıştık. Van’da belediyemize oy
vermeyen Vanlılar dahi Bekir Kaya ve ekibinin çalışmasından büyük bir
mutluluk duyuyordu” dedi.
’Van’da trajikomik tiyatro sergileniyor’
“Belediye başkanının depremden sonra tutuklanması Van’ın ikinci
depremi olmuştur” diyen Demirtaş, Erdoğan’ın “Van Belediyesi’ni ne
pahasına olursa olsun alacaksınız” sözünden sonra operasyonun
yapıldığını söyledi. Demirtaş, “Belediyeyi bu şekilde kazanabileceğini
düşünen siyasi anlayışa ben hayret ediyorum. 2 trilyonluk evde
otururken, depremde sokakta yatan belediye başkanının tutuklatan vali
bunu bilmeyebilir.
Ama biz biliyoruz Van, Diyarbakır, Hakkari
belediyeleri böyle kazanılmaz. Sizin doğrudan talimatınız yoksa eğer,
sizin talimatınızı yanlış anlayan ya da algılayan çetelere telefon açıp
sorun, operasyondan sonra BDP güçlenmiş midir? Yoksa durmuş mudur? Bu
halk direnerek büyümeyi öğrenmiş bir halktır. Van’da bu trajikomik
davanın ilk duruşması yapılıyor. Bu belediye başkanı anadilinde
konuştuğu için ilk dakikada mikrofonu kapatıldı. Vesayet rejimi bitti
diyenler Van’daki fotoğrafa baksın. Bakın Fatma Kurtulan ve Tuncer
Bakırhan, 12 aydır neyle suçlandığını bekliyor. Şimdi bu hafta başında
iddianame teslim edildi gördük ki İmralı’daki avukat görüşme notlarını
okumak bütün suçlarıymış. Bizim partimizde siyaset yapıp İmralı’da
görüşme notlarını okumayanlar hakkında biz soruşturma açarız. Çünkü
süreci anlayamaz. Sen devlet olarak görüşeceksin ama sorunun en önemli
aktörlerinden olan yöneticilerimiz o notları okumaktan suçlanacaklar”
ifadesini kullandı.
‘Siyasetçilerimiz siyaset yaptığı için yargılanıyor’
“Savcınız siyasetçilerimize, siyaset yaptıkları için 22,5 yıl hapis
istemektedir” diyen Demirtaş, iddianamenin kopyala-yapıştır yöntemi ile
hazırlandığını söyledi. Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçinin
katledilmesinin en önemli gündem olduğunu yineleyen Demirtaş, cenaze
törenlerine katılan yurttaşlara teşekkür etti. Demirtaş, “Bu yeni sürece
sunulan desteği ifade ediyor. Umuyoruz ki halkımız ortaya koyduğu bu
duruş çok iyi algılanır. Diyarbakır ne zaman savaş mesajı verdi ki
cenazede barış mesajı öne çıktı deniliyor. Bugüne kadar o barış
çağrılarının duyulmaması eksikliktir. Kürt halkı yıllardır barış için
uğraşıyor. Ama buna rağmen Diyarbakır’da o mesaj görülmeyerek yemek
programlarının verilmesi Türkiye açısından bir trajedidir. Medya bu
trajediyi yaşadı. O saatte yemek programı yayınlayan medya patronları
elini vicdanına koysun ve 30 yıldır bu savaşın içinde nasıl yer aldılar
bunu sorgulasınlar. Şimdi aynı yöntem uygulanacaksa barışın ve çözümün
dili nerede kaldı” dedi.
‘Fransa savcısı 10 gündür bu kadarına mı ulaşabildi?’
Paris Cumhuriyet Savcılığı’nın cinayete ilişkin soruşturmayla ilgili
yaptığı açıklamaya değinen Demirtaş, “Fransız’da savcının yaptığı
açıklamada ortaya çıkan bilgiler tatmin edici olmaktan uzaktır. Gerçek
neyse onların arkasındaki irade ve güçle ortaya çıkmasını istiyoruz.
Fransa’ya düşen budur. Fransa devleti bu olanaklara sahiptir. Aradan 10
gün geçti. 10 gündür yürütülen çalışma sonucunda ortaya çıkacak olan bu
mudur? Bu kadarına mı ulaşıldı? Savcı tutuklanan kişinin oraya girip
çıkarken görüntüleri var diyor. Demek ki o büro 24 saat izlenen bir
bürodur. Demek ki elde o büronun tüm hafta kayıtları var. 10 gündür bu
kadarına mı ulaştınız. Başka bir istihbarata ulaşamadınız mı?” dedi.
‘Almanya’da hangi Kürt siyasetçi infaz edilecek’
Cinayetin aydınlatılması için Türkiye’ni de sorumluluklarını yerine
getirmesine gerektiğine işaret eden Demirtaş, “AKP Genel Başkan
Yardımcısı (M. Ali Şahin) Almanya’da da olabilir diyor. Neye dayanarak
bunu söylüyor. Başbakan bunu açıklasın. Kim kimi nerde infaz edecek.
Elinizdeki listeye göre hangi Kürt siyasetçisi infaz edilecek? Bunu
açıklamanız lazım. Paris de bilginizde miydi? Nokta atış yaparak
Almanya’da olacak diyor” dedi. Demirtaş, “Almanya’da hangi Kürt
siyasetçisi infaz edilecekse ya Türkiye bunu söyleyecek ya da önlem
alacak; yoksa sorumlu onlar olacaktır. Sürecin selameti açısından Paris
suikastının aydınlatılması önemlidir. Bu basit bir olay değildir. O
halde samimi isek birlikte çözecek diyorsak hükümetin buradaki tavrı
turnosal kağıdı olacaktır. Üstünün kapanmaması için hükümet de elinden
geleni yapsın” ifadesini kullandı.
‘Avukata bu yapılıyorsa kimsenin güvencesi yoktur’
ÇHD’ye yönelik operasyona değinen Demirtaş, ÇHD yöneticilerinin ve
avukatlarının halk tarafından bilinen insanlar olduğunu söyledi.
“Hükümete karşı muhalif tavırları. Suriye politikasına karşı eleştiren
tavırları da gizli saklı değildir” diyen Demirtaş, “Bunlar haftanın 5
günü adliyede işini yapan insanlardır. Sabahın 5′inde evlerinin kapıları
kırılarak, kelepçelenip işkence yapılarak gözaltına alınıyor. Avukatın
başına bu gelirse o ülkede hiçbir kimsenin güvencesi yoktur. Tıpkı Asrın
Hukuk Bürosu’na yapıldığı gibi. Aynı zihniyetin ürünüdür bunlar.
Bunları yapan çetelere şaşıyorum. Yüzlerce komplo dosyası hazırladınız
bu kadar mı acemice olunur. Bu çetelerin zeka seviyesini de ortaya
koyuyor. Bu kadar ucuz tezgah olur mu? Grup Yorum’un bağlama gitarından
parmak izi alıyorlar. Gözaltına aldığı avukatın telefonundan mesaj
atıyorlar. Tutuklama kararına bir gün öncesinin tarihini atıyorlar.
Tamam komplocusunuz ama uzmanlaşın artık” diye konuştu.
‘Suriye’deki Kürtler Türkiye düşmanı değildir’
Demirtaş, Suriye’de Esed’in politikalarının kabul edilebilir
olmadığını söyleyerek, “Esad gibi diktatöryal rejime karşı yeni
uluslararası diktatörlükler kurmak çözüm değildir. Oradaki halkaların
inancı, kültürü ve tarihi ile birlikte bir arada yaşayacağı ortamı
sağlayabilmektir çözüm. Türkiye’nin düştüğü çıkmaz da budur. Türkiye
orada kurulacak yeni düzene yönetim olmak istiyor. Politikası budur.
Kimse orada katliamların arkasına sığınarak kendi kirli çıkarlarının
hesabını yapmamalıdır. Suriye’de halkların hangisi Türkiye’ye düşmandır.
Peki sizin verdiğiniz cevap ne. Ceylanpınar’dan Serêkaniyê’ye çeteler
göndermektir. Bu çeteler ile Suriye Kürdistanı’nda sivilleri katletmek
midir sizin politikanız. Bunu nasıl destekleriz biz. Dışişleri Bakanı ve
Başbakan’a yüz yüze söyledik. Suriye’deki Kürtler, Türkiye’nin düşmanı
değil. Türkiye’nin politikası da düşmanlık üzerine olmamalıdır. Güney
Kürdistan hükümeti ile yıllarca kavga ettiniz peki ne kazandınız? Doğru
olan ilişkileri geliştirmektir. Suriye’de bu niye yaşanmasın” diye
konuştu.
‘Serêkaniyê’de atan kalp ile Diyarbakır’da atan kalp aynıdır’
“İçerde barış söylemi yapılırken oraya çeteleri göndermek kimi
inandırır” diyen Demirtaş, Serêkaniyê’de atan kalbin Diyarbakır’da atan
kalp ile aynı olduğunu söyledi. Demirtaş, “Oraya yönelim Diyarbakır’a
yönelimdir. Oradaki Kürtler öz güçleri ile çetelere karşı direniyorlar.
Direnenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz. Bir halkın kendi geleceğini
çizmek isteğinden daha meşru bir şey olabilir mi? Rojava halkının yalnız
olmadığını söyledik. Halen o söylemin ardındayız. Türkiye’de Kürt
sorununun çözümü ile Suriye’de çözüm doğrudan bağlantılıdır” dedi.
Demirtaş, yurttaşların haftasonu Nusaybin’de yapılacak mitinge de
katılmasını istedi. Suriye Kürtlerine ilişkin yardım kampanyalarının
merkezileşmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, “Önümüzdeki günlerde
merkezileşecek olan bu kampanyaya ilişkin biz parti olarak elimizden
geleni yapacağız. Rojava halkının içi rahat olsun özgürlük onların
yanındadır” dedi.
‘Evet Kürt sorunu yok devlet faşizmi var’
Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı konuşmaya ve Kürt
sorununda “yeni süreç” olarak lanse edilen sürece değinen Demirtaş
şunları kaydetti: “Bir hükümet bu kadar güçlü iken ve halkın neredeyse
tamamına yakını barışa bu kadar destek sunarken hükümetin fırsatı
kaçırması ciddi bir suç olur. Ortam ve koşullar çözüm ve tartışma için
bu kadar uygun iken. Her mikrofondan bize ayar vermeye çalışan
Başbakan’a soruyorum: ‘Siz Kürtleri bir halk olarak görüyor musunuz?
Halk olarak görmeyi düşünüyor musunuz? Bu sorunun cevabı sürecin ve
yaklaşım hakkında bize net cevap verecek. Kardeş olalım, gelin-damat
olalım tamam bunlar güzel. Halk olacak mıyız peki? ‘Kürt sorunu yoktur’
diyorsunuz. Tamam katılıyorum evet devlet faşizmi vardır. İnkarcı ve
asimilasyoncu devlet faşizmi. Ama her halde onla aynı şeyi kast
etmiyoruz.”
‘Kürt halkı kendi dilini kullanamıyor’
“Asimilasyon bitti demek güzeldir. Yaradanı yaratandan ötürü sevmek
de güzeldir” diyen Demirtaş, Kayapınar Belediyesi’nin yaptığı “Beybûn”
parkının fotoğrafını göstererek, “Senin seçtiğin vali ile yaradanın
yarattığının yaptığı parka nasıl karşı çıkıyorsunuz. Türkçeye olimpiyat
yapacaksınız Kürtçeyi park ismine koyamayacaksınız. Haşa Kürtleri kim
yarattı. Kürt halkı kendi dilini kullanamıyor. Daha asimilasyon bitti
diyorsunuz. Yaradan bütün kavimleri ve halkları eşit yarattım diyor.
Türkler, Kürtlerin parklarının adını yasaklama hakkına sahiptir demiyor.
Söyledikleriniz güzel; ama pratik öyle değil. Bize ayar vermeye
çalışacağınıza buyurun yarattıklarınıza bakın. Biz sizden lütuf veya
sadaka beklemiyoruz. Bir halkın gasp edilmiş haklarının iadesini
bekliyoruz. Eğer bu süreç ilerleyecekse bu sorulara cevap verin. Şu 10
gün içinde Başbakan’ın yaptığı açıklamaları biz yapsaydık medya dar
ağacını kurmuştu. Nusaybin’de öldürülen polis de candır, onun anası da
ciğerdir; ama Malatya’da ailelerine bile vermediğiniz Çukurca’da
operasyon bölgesinde beklettiğiniz gerilla da candır, onun annesi de
ciğerdir. Zorlu bir süreç olacak; ama biz halkımıza ve kendimize
güveniyoruz” ifadesinde bulundu.
‘Süreci tek başına AKP’ye bırakmamak lazım’
Kendilerinin barışa hazır olduğunu söyleyen Demirtaş, karşılarında
oyun yapmaktan vazgeçmiş bir hükümet görmek istediklerini söyledi.
Demirtaş, “Halkımız onurlu bir barışa ve müzakere sürecine hazırdır.
Somut adımları gördükçe ilerlemekten ve adım atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu
süreci tek başına hükümete de bırakmamak lazım; çünkü beceremezler.
‘AKP bu sorunu çözer’ rehavetine kapıldığınız anda tıkanma yaşanabilir
ve süreç ilerlemez. Süreci AKP’nin merhametine bırakamayız” dedi.
Kaynak:DİHA 23Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder