24 Ocak 2013 Perşembe

Özgürlük Ülkesi Kürdistan

kürdistan
Üç kadın devrimci yüz binlerce katılımla sonsuzluğa uğurlandı. Onlar da ölümsüzler kervanına katıldılar. Onlar da artık özgürlüğün ölümsüz tanrıçalarıdır. Kürt halkı ve tüm özgürlük sevdalıları bu üç devrimcinin özgürlük için verdiği emeklere layık bir uğurlama yaptılar. Bu uğurlama, özgürlük tutkusunun Kürdistan’a ne kadar yayıldığını kanıtlamıştır. 

Sara, Rojbîn ve Ronahî yoldaşlar özgürlük tohumları olarak ana toprağa saçıldılar. Nasıl ki önceki özgürlük savaşçılarının toprağa düşmeleri çok verimli özgürlük tutkusu ve eylemi ortaya çıkardıysa, bu üç devrimcinin toprağa düşmesi de özgürlük tohumlarının daha güçlü yeşermesiyle sonuçlanacaktır. Kürdistan bu yönüyle dünyanın özgürlük bahçesi olmaya adaydır. Kadın özgürlüğünün en fazla geliştiği coğrafya olarak özgürlüğün vatanı olma onurunu fazlasıyla hak etmiştir. Kürdistan, kadın özgürlüğüyle özgürlük ülkesi haline gelmiştir. Bu nedenle artık özgürlük Kürdistan’la anılmalıdır. Sömürgecilik, özgürlük düşmanları ne yaparsa yapsın Kürdistan özgürlük ülkesi olacaktır.

İnsanlığın köleleştirilmesi kadın köleliğiyle başlamıştır. Bu nedenle gerçek özgürleşmesi de kadınla olacaktır. Bugün kadın özgürlüğünde Kürdistan açık ara öndedir. Kürdistan kadın özgürlüğünün vatanıdır. Bu özgürlük, güneşten ışığın yayılması gibi başta Ortadoğu olmak üzere bütün dünyaya yayılacaktır. Zaten şimdiden yayılmaktadır.
Kürt Halk Önderi Öcalan defalarca “kadın özgürlüğü ulusal ve sınıfsal özgürlükten çok daha önemlidir” demiştir. Bunu bilerek söylemiştir. Tabii ki ulusal ve sınıfsal özgürlüğü küçümsemiyor. Ancak özgürlüğün ruhunun da, anasının da kadın olduğunu bildiğinden bu özgürlüğün diğer özgürlükleri de getireceğini düşünmektedir. Kadının özgürleştiği ve bu özgürlüğün toplumsallaştığı yerde hiçbir kölelik biçimi, egemenlik biçimi ayakta kalamaz. Bu gerçeklik tam bir özgürlük denklemidir. Özgürlük formülü, ne kadar kadın özgürlüğü, o kadar gerçek anlamda diğer alanlarda özgürlüktür. Kürtler özgürlüğün bu formülünü bulduklarından şu anda özgürlüğü için direnen bir halk gerçekliği vardır. Kadın özgürlüğü, her türlü özgürlük mücadelesinin yenilmezlik iksiridir. Bunun kanıtı, Kürt özgürlük hareketidir.

Üç kadın devrimcinin uğurlanmasına kadınlar en ön safta katıldılar. Üç devrimcinin cenazelerini omuzladılar. Bu kadınların bu özgürlük savaşçılarına minnet borcudur. Tüm Kürdistanlı kadınlar bu özgürlük savaşçısı kadınlara çok şey borçludur. Bugün özgür duruş sahibi isiler, toplumda saygı görüyorlarsa bunu sağlatan bu özgürlük savaşçılarıdır. Özgürlük Hareketi ve bu hareket içinde fedaice mücadele eden kadınlar, öyle bir devrim ve gelişme gerçekleştirdiler ki, kırk bin yıla bedel gelişme yarattılar. Kürdistan’daki kadın devrimi ve değişimi hiç kimsenin akıl edemediği kadar göz kamaştırıcıdır. Sadece BDP’deki milletvekili, belediye başkanları, parti il ve ilçe yöneticileri, parti meclisindeki kadın sayısı bile bu devrimi ortaya koymaya yeter.

Kürt Halk Önderinin “benim destansı çalışmam” dediği kadın özgürlük çalışması bugünkü sonuçları doğurmuştur. Gerçekten de bu önderlik kadına büyük değer vermektedir. Tüm peygamberlerin kendilerine sahabe ve havari denilen yardımcılarla ayakta kaldığı bilinmektedir. Bu önderliğin havarileri ve en yakın yoldaşları ise kadınlardır. Sara, Rojbîn ve Ronahî de bu önderliğe en yakın kadınlar olarak tarihteki yerlerini almışlardır. Zaten Sara kadın özgürlüğünün öncü kadrosu olarak bu önderliğin yakın arkadaşlarından olmuştur. Kadın özgürlük çizgisinin militanı olmayı son nefesine kadar sürdürmüştür. Ölümüyle bu rolünü daha fazla oynayarak Kürdistan’daki özgürlük ve demokrasi bilincini daha da derinleştirmiştir.

Bu üç devrimcinin karşılanması ve uğurlanması özgürlük bilincinin gelişmesi ve özgürlük ruhunun her tarafa yayılmasıyla sonuçlanacaktır. Başta kadınlar olmak üzere tüm Kürdistan halkı ve dostları bu ruhun daha da yayılması için üzerine düşeni yapacaklardır. Kadın özgürlük bilinci de, yayılması da bu üç devrimcinin Kürdistan’a gelmesiyle en az üç kat artmıştır. Bu değerli devrimciler katledildi; ancak halk onların özgürlük tutkusuna sahip çıkarak onların özgürlük mücadelesinde en az yaşadıkları dönemdeki kadar katkıda bulunacaklarını gösterdiler. Bundan sonra da özgürlük ruhunun Kürdistan’da gelişmesi için katkılarını sürdüreceklerdir. Zaten ölümsüz olmaları da bu nedenledir.

Kürdistan Özgürlük Hareketi kuşkusuz her alanda özgürlük ve demokrasi bilincinin gelişmesi için büyük rol oynamıştır. Bunu kimse inkar edemez. Ancak en büyük gelişmeyi kadın özgürlük çizgisinde yaratmıştır. Bunda da Kürt Halk Önderinin rolü belirleyicidir. Bu önderlik bir kadın Önderliği gibi çalışmıştır. Hiçbir kadının sunamayacağı kadar kadın özgürlük çizgisine katkıda bulunmuştur. Bu nedenle Kürt kadınları Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a çok bağlıdırlar, bu Önderliği çok sevmektedirler. Belki de tarihte hiçbir Önder bu düzeyde kadınların sevgisini kazanmamıştır.

Bu şehadetlerden sonra kadın Özgürlük Hareketi’nin gücü çok artmıştır. Kadın Özgürlük Hareketi’nin saygınlığı katbekat artmıştır. Zaten bu üç devrimcinin sahiplenilmesi kadın özgürlüğünün bu coğrafyada kökleştiğini ve halklaştığını gösteriyor. Kürt Halk Önderinin yarım kalmış destansı çalışması gelişmeye devam ediyor. Kürt Halk Önderinin yazdığı bu destanı, Kürt kadınları başta olmak üzere kadınlar tamamlayacaktır. Bu bayrak yerde kalmayacaktır. Yüz binler Sakine, Rojbîn ve Ronahî’nin bu özgürlük bayrağını taşıyacaklardır.

Kürt kadını şahsında Kürt Özgürlük Hareketi tarihin en devrimci hareketi olmayı başarıyla gerçekleştirmiştir. Kadın devrimi etkisini bundan sonra her yerde sürdürecektir. Üç devrimci kadının şehadeti aslında kadın Özgürlük Hareketi’nin zaferine daha şimdiden şahit olmuştur. Sara, Rojbîn ve Ronahî bu devrimin zaferinin şehitleri olarak tarihe geçmişlerdir.

Kaynak: yeniozgurpolitika.org 22 Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder