23 Ocak 2013 Çarşamba

Onlar Barışa Kurşun Sıktı Ama Biz Barışı Getireceğiz

amd5
Törende belki de en zor konuşmayı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in aileleri yaptı. Yüzbinleri selamlayan ailelere kitle, hep bir ağızdan attığı “Şehîd namirin” sloganlarıyla karşılık verdi. Fidan Doğan’ın babası Hasan Doğan, “Bugün Fidan’ın doğum günüdür. 

Bu kadar büyük bir heyecanla bu insanların buraya gelmelerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Fransa’dan bir an önce katliamın sorumlularını açığa çıkarmalarını istediklerini söyleyen Doğan, “Duyguluyum çok fazla konuşamayacağım” dedi. Doğan’ın eniştesi ise şöyle konuştu: “Sevgili Amed halkı bu acılı günümüzde bu kadar yoğun bir şekilde bize destek vermeniz bizi gururlandırıyor. 3 şehidimiz yalnızca bizim şehidimiz değil bütün insanlığın, barışın şehitleri. Onlar savaştan yana olmadılar her zaman barışı desteklemek için Kürt halkının onurlu mücadelesini dünyaya duyurmak için Kürt halkının sesi oldular.”

Bu barış Türkleri de kucaklar

Daha sonra Sakine Cansız’ın babası İsmail Cansız konuştu. Baba Cansız, “Hepinizi saygıyla, sevgiyle kucaklarım. Onlar barışı istediler, katiller onları vurdular. Fakat biz bu barışı getireceğiz. Bu barış hem Türkleri hem Kürtleri kucaklar. Biz barışın devamını isteyeceğiz. Sizden ricam budur. Savaşa lanet olsun barış güzel bir şeydir. Bunu Türkler de bilsin. 3 tane çocuğumuzun yeri de cennet olsun” diye konuştu.

Leyla Şaylemez’in babası Cumali Şaylemez ise, “Merhaba Amed halkı. Ben de Leyla’nın babası olarak sizden bir ricada bulunuyorum. Leyla Amed’in gelini oldu. Sizler bugün Leyla’nın ailesisiniz. Sizlere, ‘Kim kazandı, Kim kazandı’ diye soracağım sizler de ‘Öcalan, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’ deyin” dedikten sonra Kürtçe, “Ki serket ha ki serket (Kim kazandı kim kazandı)” diye sorunca kitle hep bir ağızdan “Öcalan serket”, “Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez serket” diye yanıtladı. Baba Şaylemez, uçakta Amed’e gelirken yazdığı Kürtçe bir şiiri paylaştı.

PKK’li ve PAJK’lı tutsakların mesajının okunduğu cenaze töreninde, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ile BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da birer konuşma yaptı.

Ahmet Türk, Kürtçe başladığı konuşmasını Türkçe sürdürdü. Türk, şunları söyledi: “Değerli onurlu halkımız, muhterem anneler. Bugün yüreğimiz yanıyor, Kürdistan’ın, özgürlüğün 3 çiçeğini şehit kervanı arasına uğurluyoruz. Ama bu bedelin hiçbir zaman Kürt halkı tarafından unutulmayacağını iyi biliyoruz. Diyarbakır’da bugün yüzbinlerce kişi özgürlük şehitlerini, Kürdistan şehitlerini uğurluyor. Selam olsun Sakine, Leyla, Fidan yoldaş diyorlar. Kürt halkı onurlu bir barış, özgürlük için sürekli bir mücadele içindedir. Annelerimiz ağlamasın, gözyaşı dökmeyin o şehitler onurlu şehitlerdir. İnsanlar ölür ancak isimleri kalır. Her zaman Kürt halkı bu şehitlerin yolunda yürüyecektir bunu iyi bilin. Bugün yüzbinlerce kişi şehitlerini karşılıyor ve uğurluyor. Bu nedenle mutluyuz. Ancak biliyoruz ki Kürt halkının yüreği yanıyor; ama Kürt halkının özgürlük mücadelesi yanan yüreğindeki koru söndürecek onu da biliyoruz. Bütün dünyanın gözleri bugün Amed’dedir. Bunun için birkaç şeyi de Türkçe dile getirmek istiyorum. Biliyoruz özgürlük mücadelesinin bedelleri çoktur. Özgürlük dışında Kürt halkı hiçbir şeyi kabul etmemektedir. Onurlu bir barışı halkların kardeşliğini özgür geleceği hep savunduk. Barış elimizi hep uzattık. Barış istedik, halkların kardeşliğini istedik; ama bize hep teslimiyeti dayattılar. Kürt halkı onursuz bir yaşamı asla ve asla kabul etmeyecektir. Ama barış özlemimizi arzumuzu, talebimizi de hiçbir zaman gündemden düşürmedik.”

Barışa zarar gelmesin

Çok önemli bir süreçten geçildiğine işaret eden Türk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün herkes Kürtlerden büyük bir hassasiyet beklemektedir. Bugün bile 3 yoldaşımızı bir katliamda kaybetmemize rağmen yine barışı, halkların kardeşliğini esas alan bir yaklaşım göstermektedir halkımız. Onurlu bir barışa hazır olduğunu söylemektedir. Ancak ve ancak barış karşılıklı saygı ile oluşur. Halkların birliğini tanımasıyla sağlanır. Adalet eşitlik olmalıdır. Barışı ancak o zaman sağlayabiliriz. Bakınız bütün dünya Diyarbakır’da barışa zarar gelmesin diyor. Biz bu duyguyla bu kararlılıkla bugün şehitlerimizi uğurluyoruz; ama şunu da söylüyoruz barış için hassasiyet gösterin diyenler; Ey Başbakan! Barışı konuşurken Kandil’i bombalıyorsun. Hem hassasiyetten söz edeceksin hem de 3 şehidimizi toprağa verirken Fransa’dan Kürdistan’a getirirken Kandil’i bombalaman nasıl bir hassasiyettir, nasıl bir barışseverliktir. Hem barıştan söz edeceksiniz hem de Kürtlerin üzerine bombalar yağdıracaksınız. O hassasiyeti sizden de bekliyoruz. Türk halkına da seslenmek istiyorum. Başbakan barıştan söz ederken Kürt halkının üzerine bomba yağdırıyor bunu da bütün dünya bilsin.”

Kürt kadınına selam olsun!

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise, şunları kaydetti: “Yüzyıldır maalesef ki toprakları köy köy, mezra mezra, sokak sokak, işkencehaneye çevrilmiş bir halkız. Bugün Kürt kadınının Ortadoğu’nun orta yerinde bütün dünyayı aydınlatacak bir meşale yaktığına tanıklık ederken, tarihin bu acılarından süzülüp gelirken, asla ve asla geçmişimi unutmadan geleceğimize bakacağız. Bir zamanlar bu topraklarda Kürt kadınının sofrada bile yeri yokken, bugün 3 devrimci kadın milyonların huzurunda devrimin nasıl yapılacağını gösteriyor. Kürt kadınına, Kürt kadın devrimcilerine selam olsun. Onlar ki bu karanlık içinde binlerce yıllık erkek savaş zihniyetine kafa tutmuş devrimcilerdir. Her birinizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bugün bu alanda meydandaysak, bugün bu otobüsün üstündeysek, bu mikrofon elimizdeyse sizin sayenizdedir. Başta Kürt kadınının Kürdistan şehitlerinin sayesindedir. Bizle var olmadı bu mücadele bizle son bulmaz. Bu 3 Kürt kadını gibi devrimcilerle bu mücadele var oldu. Onlar gibi yaşayarak, devrimci gibi yaşayarak ve gerekirse onlar gibi devrimci ölerek barışı onurlu bir geleceği bu ülkeye getirebiliriz. Ben Sakine, Leyla ve Fidan arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Bütün yoldaşlarımıza başsağlığı diliyorum.”

Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “İş yapma, pratik yapma zamanıdır. Bu değerlere layık olmanın, bağlı kalmanın başka da yolu yoktur. En kritik dönemlerinde halkımızın geleceğinin belirlendiği, kaderimizin yeniden çizildiği günlerde, eğer değerlerimize layık olmak istiyorsak, akıllı olmak, sabırlı olmak ve cesur olmak gerekiyor. Biz Amed meydanında 3 devrimci kadının, cenazeleri önünde açıkça ifade ediyoruz ki bu halk hiçbir zaman barıştan kaçmadı. Bu analar parçalanmış bedenleri ile evlatlarını toprağa verirken bile intikam yemini etmediler. Bugün 3 yoldaşımızın aileleri intikam yemini etmiyorlar. Bu onurlu duruşu bütün dünya ne zaman anlayacak? Bu hükümet ne zaman anlayacak? Biz de halkımıza verdiğimiz özgürlük, barış sözünün arkasındayız.

Halk Öcalan’ın arkasında!

Bu halk Sayın Öcalan’ın arkasındadır. Bu meydan bunun tanıklığı, bunun fotoğrafıdır. Artık barış zamanıdır diyoruz, cenazelerimizin önünde bunu haykırıyoruz. Bu kanı durdurabiliriz, konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz. Yıllardır tekrarladığımız bu duyguların arkasında milyonlar vardır. Bizimle muhatap olmak isteyenler neyi güvence olarak ortaya koyuyorlar, onu görmek istiyoruz. Size güvenmemiz için bir adım atın, somut politika koyun ortaya. Bakın işte Diyarbakır meydanı böyle bir şeye hazır olduğunun sinyalini veriyor. Bu cenaze töreninde verilmiş güçlü mesajı almak istiyorsanız, kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın, genç bedenler değil savaş zihniyetini gömelim diyorsanız biz hazırız. Bu yoldaşlarımızın şehitlerimizin bize talimatı özgürlük ve onurlu bir barıştır.”

Cesursanız hodri meydan

Artık öfkenin dili değil barışın dilinin hakim olması için Kürt halkına karşı aynı hassasiyeti hükümetten de beklediklerini vurgulayan Demirtaş, “Malatya morgunda 11 PKK’li genç var, Kandil dağında 7 Kürt gerillasının cenazesi var. Her ananın gözyaşının rengi aynıdır diyorsanız bütün değerlere saygı beklemek de bu halkın hakkıdır. Hem savaşırım hem barışırım demek olmaz. Barış cesaret, yürek işidir. Bu halk cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan” dedi.

Yolunuz açık olsun!

Demirtaş son olarak şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın arkasında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Sizin bu sahiplenmeniz, Paris’ten buraya kadar Kürt kadınlarını omuzlarınızda taşımanız dünyaya verilmiş en büyük mesajdır, ittifaktır. Katletmek istediğiniz irade, Paris’ten buraya kadar milyonlara dönüşerek sel olmuş, Dersim’e, Nurhak’a, Mersin’e akacak. Yolunuz açık olsun yoldaşlarım gözünüz arkada kalmasın. Milyonlarca Sakine, Leyla, Fidan bu uğurda yürüyorlar. Sizler uğruna mücadele ettiğiniz topraklarda rahat uyuyun, katillerinizin arkasındaki güçleri açığa çıkarmak da boynumuzun borcu olsun. Fransa ve AKP hükümeti de bu katillerin açığa çıkarılmasının gereğini yerine getirmek zorunda. Şimdi sıra gerçek barışı istediğini söyleyen muhataplarımızdadır.”

Kaynak: ozgur-gundem.com 18 Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder