26 Mart 2013 Salı

Türkiye, Barzani İle Tarihi Bir Anlaşmaya Vardı

barzani-9
KUZEY Irak Kürt Bölgesi’nin petrol ve doğalgaz konularında uluslararası yatırımcılara danışmanlık yapan Shwan Zulal, Türkiye’nin Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapacağı kapsamlı enerji anlaşmasının, Türkiye tarihinde yapılan en iyi enerji anlaşmalarından biri olacağını savundu.

KUZEY Irak Kürt Bölgesi’nin petrol ve doğalgaz konularında uluslararası yatırımcılara danışmanlık yapan Shwan Zulal, Türkiye’nin Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapacağı kapsamlı enerji anlaşmasının, Türkiye tarihinde yapılan en iyi enerji anlaşmalarından biri olacağını savunarak, “Doğalgazın fiyatı Rus gazından çok daha ucuz olacak” dedi.

KUZEY Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG) Başbakanı Neçirvan Barzani, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Irak ziyaretinin hemen ardından Başbakan Tayyip Erdoğanile görüşmek üzere Ankara’ya geldi. Hürriyet’ten Merve Erdil’in haberine göre Görüşmenin gündeminde Türkiye ve KRG arasındaki enerji işbirliği ve barış sürecinin olduğu tahmin ediliyor.

Irak’ın ve özellikle Kürt Bölgesi’nin enerji politikalarını en yakından takip eden isimlerden Danışman ve Analist Shwan Zulal, Türkiye’nin KRG ile yapacağı kapsamlı enerji anlaşmasının “Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı en iyi anlaşmalardan biri olacağını” söyledi.

AVRUPA’YA KRİTİK MESAJ

Neçirvan Barzani’nin geçtiğimiz hafta Almanya’da KRG’nin enerji politikalarına yönelik önemli açıklamalar yaptığını kaydeden Zulal, “Barzani, KRG’nin Avrupa için nasıl tedarikçi olabileceğini anlattı, hatta somut olarak bir boru hattından bahsetti. Kürt gazının Avrupa için önemini vurguladı” diye konuştu.

Barzani, Almanya’daki konuşmasında doğalgazda önce iç pazardaki ihtiyacı karşılamayı hedeflediklerini belirterek, “Ardından KRG, Türkiye ve Avrupa’nın uzun vadeli doğalgaz ihtiyaçlarına karşılık verebilir. Şu anda Türkiye’deki meslektaşlarımızla ve uluslararası petrol şirketleriyle Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz ihraç etmek için müzakere halindeyiz” diye devam etti.

EN HIZLI TÜRKİYE DAVRANDI

22 ülkeden 50 şirketin Kürt Bölgesi’nde enerji sektörüne 15 milyar doların üzerinde yatırım yaptığını kaydeden Barzani, şunu söyledi: “Bölgenin yeni gerçeklerini kavramada en hızlı davranan Türkiye oldu. KRG de Türkiye için çok önemli bir partner olabileceğini kanıtladı. KRG, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin ihracatçılar ve yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratacağına; Almanya ile Avrupa’yı özellikle enerji kaynaklarına daha iyi bağlayacağına inanıyor. Kürdistan ve Irak için AB’nin gelecek enerji planlarının merkezinde olmak ise yüce bir fırsat.”

ERDOĞAN’LA NE KONUŞTU?

Neçirvan Barzani’nin Erdoğan’la görüşmesinin, yaşanan önemli olaylar zincirinin arkasından geldiğine dikkat çeken Zulal, şöyle konuştu: “Bunun, PKK barış süreci, İsrail’in özrü ve Kerry’nin Irak ziyaretinin ardından gerçekleşmesi önemli. KRG Başkanı Mesud Barzani, Kerry ile telefonda görüşme yaptı.

ABD, boru hattı konusu ve KRG-Türkiye işbirliğinin gelmiş olduğu noktadan memnun değil. Bu da enerji anlaşmasının önündeki en temel engellerden biri. Öğrendiğimiz kadarıyla Kerry, telefon görüşmesinde, Türkiye’ye yapılacak hattın Bağdat’ın rızasıyla gerçekleşmesini tercih edeceklerini vurgulamış. Erdoğan ve Barzani ise ‘Bağdat ile veya Bağdat’sız bir anlaşma’ yapılıp, yapılmayacağını masaya yatıracaktır.”

Barış sürecinin parçası

KRG’nin, Türkiye’deki barış sürecinin parçası olduğunu vurgulayan Zulal, enerji anlaşmasının bir boyutunun da siyasi olduğunu söyledi. Türkiye’nin KRG’ye sırtını dönmesi durumunda, KRG’nin Suriye veya İran’a yöneleceğini aktaran Zulal, “Petrol İran’a, İran’dan Türkmenistan’a, Afganistan’a, hatta Pakistan’a bile gidebilir.

Bu ideal değil ancak olabilir” dedi. Zulal’a, yakın zamanda neler yaşanabileceğini sorduğumuzda ise öngörüleri şöyle oldu: “Doğalgaz hattı biraz aksayacak. Petrol kamyonlarla taşınmaya devam edecek. Kürdistan ekonomik bağımsızlık istiyor. Oradaki şirketlerin işletme maliyetlerini karşılamaları gerekiyor. Önümüzdeki yıla doğru şu veya bu şekilde bir anlaşma olacağını düşünüyorum. Irak’taki seçimleri de beklemek gerekiyor.”

Hem yakın hem ucuz

NEDEN bugüne kadar yapılan en iyi anlaşmalardan biri olacak sorusunu ise Zulal şöyle yanıtladı: “1) Gaz sahaları kolay ulaşılabilir. Hem çıkarması daha ucuz, hem de kolaylıkla sınıra taşınabilir. 2) Gazın fiyatı Türkiye’nin Rusya’ya ödediğinden çok daha cazip olacak. KRG’nin Türkiye ile ilişkilerini iyi tutması gerekiyor, bu nedenle Türkiye’nin pazarlıkta eli kuvvetli.”

Kaynak: haber7.com 26 Mart 2013

Sıra Ankara’da

Mahmud Osman
PKK Lideri Öcalan’ın tarihi mesajını değerlendiren Kürt parlamenter Dr. Mahmud Osman, “Kürtler her şeyi yaptı, top Ankara’da. Öcalan’ı özgürleştirecekler mi? Binlerce tutuklu özgür bırakılacak mı?” diye sordu. Osman ayrıca “Kürtler için ulusal kongrenin tam zamanı” dedi.

Osman: Top Ankara’da, Ankara ne yapacak?

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 21 Mart tarihinde Amed’de gerçekleştirilen Newroz kutlamasında okunan mesajı yankısını sürdürürken, Kürt Parlementer Dr. Mahmut Osman mesaj, PKK’nin ilan ettiği ateşkes ve geri çekilmeye ilişkin konuştu. 

Öcalan’ın mesajını değerlendiren Osman, “Bizim temel hedefimiz barışın olmasıdır. Çözüm olmasıdır. Kuzey Kürtleri Kürt halkının neredeyse yarısıdır. Önemlidir. Eğer Kürt sorunu Kuzey’de çözülürse, İran, Suriye ve Irak’taki Kürtler üzerinde de olumlu etki yapar. Biz bu esasa göre sürekli tartışıyoruz. Ama biz öncelikli olarak Öcalan’ı özgürleştirmelerini istiyoruz. Ondan sonra PKK, BDP vs. işte Kürt denilen herkesle müzakere yapılmasından yanayız. Ki sorun çözülsün. Hükümet, devlet, Öcalan ile zindanda görüşüyor. Bu doğru değil. Öcalan’ın mesajı barış için çok iyiydi. PKK’nin elindeki Türk askerlerini serbest bırakması çok iyi, savaşı durdurmak iyi” diye konuştu.

‘Top Ankara’da’

Öcalan’ın mesajının ardından gözlerin hükümete çevrildiğini söyleyen Osman, “Artık top Türkiye sahasındadır. Kürtler her şeyi yaptı, şimdi top Ankara’nın sahasında. Kürtlerin yapacağı daha fazla bir şey kalmadı. Türkiye’nin bundan sonra ne yapacağına bakmak gerekir. Öcalan’ı özgürleştirecekler mi? Binlerce tutuklu var, onları özgür bırakacaklar mı? Anayasayı değiştirecekler mi? Anayasalarında Kürtlerden hiç söz edilmiyor, Meclis’te Kürtlerin haklarının nasıl korunacağından söz edecekler mi etmeyecekler mi? Biz Türk devletinin ne yapacağını bekliyoruz. Türk devletinin tutumunun olumlu mu yoksa olumsuz mu olacağına bakmamız gerekir. Türk devleti barış için adım atarsa çok iyidir. Barış bizler için olduğu kadar onlar için de gerekli. Bunun başarılmasını da diliyoruz. Bu konuda ben böyle düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Ulusal konferans ihtiyaç

“Kürtlerin ulusal birlik için ulusal bir konferansa ihtiyaçları var” diyen Osman, şöyle konuştu: “Kürtler kendi aralarında birlik olsunlar. Bugün ulusal çalışmaların günüdür. Çünkü Kürt hareketi büyümüş. Her parçada sorunlarımız değişmiş ve gelişmiş. Bundan dolayı da Kürt liderlerin bütün parçalarda birbirine yardım etmesi, ulusal bir çalışma yürütmeleri lazım. Bugün ulusal bir kongrenin yapılmasının zamanıdır. Ulusal kongrenin yapılması için tüm partilerin ulusal bir strateji geliştirmesi gerekir. Birlikte yaşadıkları devletler ile diyalog, barış ve kardeşliğin gelişmesi için bir strateji geliştirmek gerekir. Çünkü Kürtlerin birbirine yardım etmesi bu dönemde çok önemli. Kürt ulusunun kendi kaderini tayini için bir çözüm bulunmalı. Bugün birlik olup, ulusal çalışmaları güçlü yapmamız ve birbirimize yardım edip, barış, diyalog ve çözüm için ulusal bir program oluşturmamız gerekir ki Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilsin ve başarıya ulaşabilsin.”

Kaynak: ozgur-gundem.com 26 Mart 2013

‘Herkes Ülkesine Dönsün’

sefindizeyi_417393777
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin sözcüsü PKK’nın geri çekilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani , bazı temaslarda bulunmak için Ankara’ya geldi. Barzani’nin ziyareti öncesi açıklama yapan sözcüsü Dizai, PKK’lıların hepsinin Türk vatandaşı olmadığını belirterek, “Herkes kendi ülkesine dönmeli” dedi.

Neçirvan Barzani’nin Ankara ziyareti öncesi açıklamalarda bulunanIrak Kürt Bölgesel Yönetimi hükümeti sözcüsü Sefin Dizai, çözüm sürecini değerlendirdi.

Gözlemcilerin, PKK ile 30 yıldır devam eden çatışmaların, 40 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine ve 450 milyar dolar düzeyinde maddi kayba yol açtığına ilişkin değerlendirmelerine işaret eden Sefin Dizai, çatışmanın son bulmasına yönelik adımları hükümet olarak desteklediklerini söyledi.

‘Başbakan Erdoğan’ın başlattığı açılım sürecini destekliyoruz’ diyen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi hükümet sözcüsü Sefin Dizai,‘Politikamızı yıllardır açık bir şekilde dile getiriyoruz. Diyalogla, demokratik kanallarla sorunun çözülmesini istiyor ve destekliyoruz. Bu konuda elimizden gelen yardımı yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz’ şeklinde konuştu.

MİT in PKK ile Erbil’ de görüşüp görüşmeyeceği konusunda herhangi bir açıklama yapmayan Dizai, ‘Önemli olan görüşmenin nerede olacağı değil, neticedir. Barışın, kardeşliğin gelmesidir’ dedi.

TÜRKİYE İLE DİYALOG

Çözüm süreci konusunda Türkiye ile iyi bir diyalog içinde olduklarını dile getiren Dizai, ilgili taraflarla görüş alışverişinde bulunduklarını, görüş ve önerilerini paylaştıklarını belirtti.

Çözüm süreci kapsamında silah bırakıp sivil hayata dönmeleri gündemde olan PKK’lıların Kürt yönetimi altındaki şehirlerde barınacağı yönündeki görüşleri de değerlendiren Dizai, bu konunun henüz gündemlerinde olmadığını dile getirdi.

‘HERKES ÜLKESİNE DÖNSÜN’

PKK’lıların tamamının Türk vatandaşı olmadığını ifade eden Dizai, ‘Silahlı olan PKK’lıların tamamı Türkiye vatandaşı değil. İçinde İranlı, Suriyeli ve Iraklı olan Kürtler var. Problem öyle bir şekilde çözülmeli ki Suriyeli olan Suriye’ye, Iraklı olan Irak’a, Türkiyeli olan da Türkiye’ye, herkes kendi ülkesine, kendi şehrine geri dönebilsin. Öyle tahmin ediyorum ki büyük bir çoğunluğu kendi ülkelerine dönebilecek” şeklinde konuştu.


Kaynak: internethaber.com 26 Mart 2013

ATALAY: Yasayı Çıkartabiliriz

BASBAKAN YARDIMCISI ATALAY'IN KABULU
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çözüm sürecinin olumlu bir şekilde ilerlediğini belirten Atalay, ilk defa devletin tüm kurumlarının işbirliğiyle tam bir koordinasyon halinde sürecin sürdüğünü bildirdi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın, geri çekilmeye ilişkin vurguladığı “yasal düzenlemeyle” ilgili Atalay, çekilmenin gerektiği kadar sürebileceğine işaret ederek, “Yasa konusunda şu anda verilmiş bir kararımız yok.

 Bu süreci ilgilendiren, geri çekilme, sınır ötesine çekilme vesaire o konuda görüşmelerimiz var. Kendi aramızda müzakerelerimiz var ama verilmiş bir kararımız yok. Yani gerekirse o kanaate varırsak, öyle bir yöntemi de takip edebiliriz. Şu anda TBMM’den bir karar veya yasa çıkarma yönünde henüz verilmiş bir kararımız yok. Bu konuya gerekirse başvurulabilir. Bizim bu konularda verilmiş bir sözümüz, kararımız yok” diyen Atalay, “Böyle bir yasanın maddeleştirilmesi de kendi başına büyük müşküller gösteriyor zaten” görüşünü dile getirdi.

‘Akil adamlar hazırlanıyor’

Akil adamlar konusuna da değinen Atalay, bu tür süreçleri izleyen, gözleyen mekanizmalar bulunduğunu anımsatarak, böyle bir çalışma içerisinde olduklarını belirtti. Birey, kurum ve akademisyenler bazında bir listeleme yapıldığını, bu konuda görüşleri olan, toplumun değişim kesimlerinin güvenini kazanmış, önemli görüşleri olan kişilerden bir liste olacağını anlatan Atalay, 25-30 kişilik bu grubun, bir anlamda hakemlik görevi yapacağını bildirdi. Atalay, akil adamlar grubu konusu üzerinde çalıştıklarını, bu kişilerin 7’şer kişilik gruplar halinde çalışabileceğini kaydetti. İsimler üzerinde herhangi bir açıklamada bulunmadıklarını dile getiren Atalay, bu kişilerin sınır dışına çekilmeden başlayarak farklı çalışma içerisinde olabileceğini söyledi.

Atalay, CHP ve MHP’nin sürece katılmasını isteyerek, her iki partinin de takındığı tutuma tepki gösterdi. Atalay, muhalefetin, milletin kafasını karıştıran, umudunu kıran açıklamalar yaptığını kaydetti.

‘Yeni anayasada sona doğru’

Atalay, yeni anayasayı yapma konusunda “Uzlaşma Komisyonu’nun son günlerine doğru geliyoruz ya oradan bir sonuç çıkacak veya biz ‘artık o bitti’ diyeceğiz ve yeni alternatif yollar arayacağız” diye konuştu. Atalay, “AK Parti ile BDP bunu beraber götürebilir mi” şeklindeki soru üzerine, “Yeni bir anayasa için doğrusu iki parti de olabilir en azından referandum sayısını yakalamış oluruz” görüşünü dile getirdi.

Kaynak: ozgur-gundem.com 26 Mart 2013

Şimdi Adım Zamanı

gültan kışanak-5
Öcalan’ın tarihi çağrısı sonrası başlayan tartışmalar sürüyor. Kürt tarafı sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için yasal güvenceye dikkat çekerken, kamuoyu AKP hükümetinin atacağı adımlara odaklanmış durumda.

DEMOKRATİKLEŞME ADIMLARI ATILMALI

Amed Newrozu’nda Öcalan’ın milyonların şahitliğindeki mesajı toplumda büyük heyecan yaratırken, kamuoyu hükümetin atacağı adımlara kilitlenmiş durumda. Kamuoyu, Kürt tarafının tarihi adımına hükümetin demokratik adımlarla katkı yapmasını bekliyor.

HÜKÜMET ÖCALAN KADAR CESUR OLMALI

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, “Demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna varsanız silah sorun olmaktan çıkar” derken, Kürt Parlamenter Osman, “Top Ankara’da”, İlahiyatçı Ahmet İnan ise, “Devlet de Öcalan gibi cesur olmalı” dedi.

Demokratik adımlar süreci ilerletir

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının ardından yaşanan gelişmeleri Nuçe TV’ye değerlendirdi. Kürtler’in tarih sahnesinden silinmek istendiğini, kimliğinin inkar edilip dilinin yasaklandığını ve 20 yüzyıl boyunca Kürtlere katliamlar dayatıldığını söyleyen Kışanak, “Son 30 yılda verilen mücadele ile Kürtler var oldu, kimliklerini kazandı, kendilerine stratejik olarak başka bir alternatif yarattılar. Şu anda Ortadoğu’daki bütün politik güçlerin dikkate almak zorunda kaldığı bir güç haline geldi. Sayın Öcalan’ı uluslararası güçler aldılar bir komplo ile Türkiye’ye teslim ettiler. Ama, bu komployu düzenleyen uluslararası güçler, Sayın Öcalan’dan gelen mesajı büyük merakla bekledi. Sonra bu mesajı selamlamak zorunda kaldı. İşte tarih yazmak budur. Kürtler tarih yazıyor, bunun farkına varmak lazımdır” diye konuştu. Amed Newrozu’nun önemine dikkat çeken Kışanak, “21 Mart Newrozu, Kürt inkarının ve uluslararası komplonun iflas ettiği bir gündür” dedi.

Süreci doğru anlamalı

Kışanak, silahlı güçlerin çekilmesi ve silahın ne zaman bırakılacağı konularına odaklanılması halinde bu çıkışın anlaşılamayacağını ifade ederken, şöyle konuştu: “Bu çıkışın tamamı Ortadoğu’daki halklara ‘gelin demokratik mücadelemizi birlikte yapalım’ diyen çok güçlü bir deklarasyondur. Kendine ve mücadelene güvenmezsen, ‘Hükümet ne verecek, ne yapacak’ diye odaklanırsan birçok konuda kaygılar artar. Tabi ki bir tarafta hükümet ve devlet var, ama onları etkileme gücü bizde var artık. Biz onların tutumunu ve davranışını değiştirebiliriz. Demokratik bir yaşama onları evriltebiliriz. AKP hükümeti, tasfiye için siyasi ve askeri olanakları sonuna kadar kullandı. Süreci doğru anlamaz isek süreç doğru ilerlemez. Bu güçlü demokratik mücadele yürüteceğimiz bir süreç olacaktır.”

Demokratikleşme konuşulsun

Kışanak, asıl konuşulması gerekenin silahlar değil, demokratikleşme olduğunu, birlikte yaşamın nasıl olacağına dair devletin ve hükümetin konuşması gerektiğini ifade ederken, “Özgür, demokratik bir gelecek istiyoruz. Buna var mısınız, yok musunuz? Buna varsanız silahlar sorun olmaktan çıkar. Bunun için çok net çağrı ve açıklamaları var. Onun için artık hükümetin silah meselesini konuşma hevesinden vazgeçip asıl konuşması gerekenleri yapması lazımdır. Bu süreçte üzerine düşeni yaparsa AKP de demokratikleşecektir. Kendisi net bir politika izlerse CHP kışkırtan bir tavırdan vazgeçecektir” dedi.

Yasal güvence lazım

Kışanak, Oslo görüşmelerinde MİT müsteşarı ve bu kurumun yöneticilerine açılan soruşturma ve kendileri hakkında hazırlanan fezlekeleri hatırlatarak, İmralı’da yürütülen görüşmelere de bir savcının çıkıp dava açabileceğini anlattı. Kışanak şöyle devam etti: “Mevcut yasalarda Öcalan yasa dışı bir örgüt lideri olarak görülüyor. Bununla kim niye görüşüyor diye bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemlidir…”

Kaynak: ozgur-gundem.com 26 Mart 2013

Geri Çekilme Başladı: 100 PKK’li Sınırı Geçti

pkk

Öcalan’ın “sınır dışına çekilin” çağrısının ardından PKK’dan somut adım geldi. Hakkari ve Şırnak kırsalında barınan 100 PKK’lı sınırı aşarak Zap ve Hakurk’a geçti. F-16′lar da takipteydi. 

 Akşam’ın haberine göre; İmralı görüşmeleriyle başlayan süreçte, kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasının ardından PKK ikinci somut adımı da attı… İklim koşullarının uygun olduğu sınıra yakın bölgede barınan PKK’lı grup Öcalan’ın Diyarbakır Nevroz’nda yaptığı “sınır dışına çekilin” çağrısını yerine getirdi.

Hakkari ve Şırnak kırsalında barınan yaklaşık 100 kişilik grup önceki gün sınırı aşarak Güney Kürdistan’a geçti. PKK’lıların, Türkiye-Güney Kürdistan sınırına en yakın bölgeler olan Zap ve Hakurk’taki PKK kamplarına gittiği öğrenildi.


Kaynak: Akşam 26 Mart 2013

Neçirvan Barzani DTK-BDP Heyetiyle Görüşüyor

NEÇİRVAN
Ankara’da temaslarda bulunan Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, DTK-BDP heyeti ile görüşüyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 21 Mart günü yaptığı tarihi çağrı ile başlayan yeni süreçle ilgili temaslarda bulunmak üzere dün Ankara’ya gelen  Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, DTK-BDP heyetiyle bir araya geldi.

Görüşmeye DTK Eşbaşkanları Aysel Tuğluk, Ahmet Türk ile BDP milletvekili Sırrı Sakık’ın katıldığı bildirildi.

Kaynak: firatnews.biz  26 Mart 2013

Başbakan Erdoğan, Barzani’yle Görüştü

neçirvan, başbakan
Kürdistan (IKYB) Başbakanı Neçirvan Barzani sşyasş temaslar için geldiği Ankara’da Başbakan Erdoğan ile 2 saat süren bir görüşme yaptı.

Esenboğa Havaalanı’na saat 14.45′de inen Barzani, herhangi bir açıklama yapmadan VIP salonundan ayrıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüştü.

Başbakanlık Resmi Konut’ta basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık 2 saat sürdü.

Görüşmede, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.

Görüşme basına kapalı gerçekleşti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelecek olan Barzani’nin temaslarında çözüm süreci kapsamında terör örgütü üyelerinin sınır dışına çıkması, Irak’ta yaşanan gelişmeler ve Suriye’deki çatışmaları ele alması bekleniyordu.

DIZAİ’NİN TOPLANTI ÖNCESİ AÇIKLAMASI

Neçirvan Barzani’nin Ankara ziyareti öncesi açıklamalarda bulunan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi hükümeti sözcüsü Sefin Dizai, çözüm sürecini değerlendirmişti.

Gözlemcilerin, PKK ile 30 yıldır devam eden çatışmaların, 40 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine ve 450 milyar dolar düzeyinde maddi kayba yol açtığına ilişkin değerlendirmelerine işaret eden Sefin Dizai, çatışmanın son bulmasına yönelik adımları hükümet olarak desteklediklerini söyledi.

”Başbakan Erdoğan’ın başlattığı açılım sürecini destekliyoruz” diyen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi hükümet sözcüsü Sefin Dizai, ”Politikamızı yıllardır açık bir şekilde dile getiriyoruz. Diyalogla, demokratik kanallarla sorunun çözülmesini istiyor ve destekliyoruz. Bu konuda elimizden gelen yardımı yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuşmuştu.

Çözüm süreci konusunda Türkiye ile iyi bir diyalog içinde olduklarını dile getiren Dizai, ilgili taraflarla görüş alışverişinde bulunduklarını, görüş ve önerilerini paylaştıklarını belirtmişti.

Kaynak: haberdiyarbakir.com 26 Mart 2013

Yeni Papa’nın İlk Ziyareti BARZANİ

yeni papa
Katolikler’in yeni papası Papa Francis’in ilk yurt dışı seyahatinin Kuzey Irak’a yapacak olması, dünyada şaşkınlık yarattı…

Kuzey Irak’ta, Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani ile görüşecek olan Papa Francis’in bu kararı zihinleri de karıştırdı.

Ziyaret tarihi açıklanmadı. Ancak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığı yetkilileri, Papa Francis’in ziyaret tarihinin kesinleşmediğini belirterek, “Bu konuda çalışmalar sürüyor. Papa’yı ağırlamak bizim için çok önemli” dedi.

VATİKAN YALANLAMADI

Kuzey Irak yönetimi, ziyaret teklifinin Vatikan’dan geldiğini açıkladı. Vatikan, konuyla ilgili sorulara cevap vermekten kaçındı. Ancak bir gazetecinin, “Sessiz kalmanızı, Kuzey Irak seferinin yalan olduğunu anlıyoruz. Yanılıyor muyum?” şeklindeki sorusuna ise Vatikan’ın cevabı şöyle oldu:

-”Kuzey Irak’a gitmeyeceğimizi söylemek doğru olmaz.”

Kaynak: internethaber.com 26 Mart 2013

Neçirvan BARZANİ Ankara’da

necirvan-barzani3
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) Başbakanı Neçirvan Barzani Ankara’ya geldi.

IKYB Başbakanı Barzani, bir dizi görüşmelerde bulunmak üzere Ankara’ya geldi. Esenboğa Havaalanı’na saat 14.45′de inen Barzani, herhangi bir açıklama yapmadan VIP salonundan ayrıldı.

 Bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelecek olan Barzani’nin temaslarında çözüm süreci kapsamında terör örgütü üyelerinin sınır dışına çıkması, Irak’ta yaşanan gelişmeler ve Suriye’deki çatışmalar ele alınacak.

Kaynak: Son Dakika.com

25 Mart 2013 Pazartesi

‘Kürt Hareketine Güveniyoruz’

bdp
BDP Yerel Yönetimler Toplantısı’nda BDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik, 21 Mart’la beraber yeni bir sürecin başladığını ifade ederek, “demokratik eşitlikçi bir anayasanın yapılması” gerektiğini belirtti.

BDP Yerel Yönetimler Toplantısı’nı Bağlar Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştiriyor. Toplantıya bölgenin tüm BDP’li belediye başkanlarının yanı sıra BDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Muş Milletvekili Demir Çelik de katıldı.

2 gün sürecek olan toplantı saygı duruşu ile başladı. Daha sonra toplantının açılış konuşmasını yapan Demir Çelik, demokratik siyaset sürecinin ön plana çıktığını, bu dönemde BDP’li vekiller ve belediye başkanları olarak üzerlerine düşen tüm görev ve sorumlulukları yerine getireceklerini ifade etti.

Kürt halkının verdiği mücadele sonucunda dünya halklarının da kurtuluşunda rol oynadığına işaret eden Çelik, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan gönderdiği mesajda, dünyada halkların geleceğini nasıl okumamız gerektiğini şimdiden belirliyor” diye konuştu.

‘AKP’ye değil Kürt hareketine güveniyoruz’ 

Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin başta Kürt halkı olmak üzere diğer halkları da kaosa sürüklediğini dile getiren Çelik, şu değerlendirmede bulundu: “Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecridin çözüm getirmeyeceğini söylüyoruz. Yine siyasi ve askeri operasyonlarla da bir sonuca varılmayacaktır. Bunu hep söylüyoruz. Yine Kürt hareketinin yenilmez olduğunu söyledik. Bu nedenle AKP iktidarı da bunu gördü ve süreci doğru okumaya mecbur kaldı. Çözüme bir nebzede olsa yanaşmış bir AKP hükümetinden söz edebiliriz.”

AKP hükümetinin hegemonik iktidarcı bir güç olduğunu belirten Çelik, AKP hükümetinin daha üç ay öncesine kadar da idamı ve BDP’li vekillerin dokunulmazlığının kalkması için gündem oluşturduğunu hatırlattı. Çelik, “Ancak Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan, Kürt hareketi ve Kürt halkı, AKP’yi adım attırmaya zorladı. Biz AKP’ye güvenmiyoruz. Kürt hareketine güveniyoruz” dedi.

21 Mart’tan itibaren yeni bir sürecin başladığını dile getiren Çelik, hükümetin atacağı olumlu adımın ardından geri çekilmenin de olacağının altını çizerek, buna karşılık demokratik eşitlikçi bir anayasanın olması gerektiğine belirtti.  Açılış konuşmasının ardından 2 gün sürecek toplantı basına kapalı olarak devam ediyor.

Kaynak: DİHA 25 Mart 2013

İsrail Suriye’yi vurdu

uç
İsrail Savunma Bakanı Moşe Ya’alon, İsrail sahasına ateş açan Suriyeli kuvvetlere ateş açarak cevap verdiklerini ve bu çatışmada herhangi bir kayıp yaşamadıklarını kaydetti.

Suriye’deki iç harbin İsrail sınırına yayılması iki komşu ülke arasında gerginliğin artmasına yol açtı. Gece Esad kuvvetleriyle çatışan muhaliflerin İsrail sınırına yakın yerlere geldikleri, daha sonra İsrail Ordusu’nun sınır devriye kuvvetleri üzerine nereden geldiği ilk başta belli olmayan ateş açıldığı kaydedildi.

İsrail Ordusu’na ait bir jipin top atışıyla vurulduğunu ve zarar gördüğünü ifade eden İsrail makamları, aynı şekilde Suriye kuvvetlerine cevap verdiklerini açıkladılar.

İsrailli makamlar, Suriye’den İsrail askerleri üzerine açılan ateşin kabul edilemeyeceğini, ister hata ile ister kasıtlı olsun, İsrail’e yapılacak her türlü ihlalin aynı şekilde cevaplandırılacağını dile getirdiler.

Moşe Ya’alon, Suriyeli hedefi imha ettiklerini, İsrail’in herhangi bir kayıp vermediğini açıkladı.

Kaynak: yuksekovahaber.com 25 Mart 2013

Öcalan: Gülen’e Selamlarımı Söyleyin Onu En İyi Anlayan Benim

sırrı süreyya önder
Sırrı Süreyya Önder, “Öcalan, ‘Bağımsız vicdani akla sahip 30 insan olmalı. Bize yakın olması şart değil’ dedi” diye konuştu.

Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşen 2’nci ve 3’üncü BDP heyetinde de yer alan İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Sayın Öcalan, Fethullah Gülen’e selamlarını gönderdi. Fethullah Gülen’in ‘Sulhta hayır vardır’ yaklaşımı benim de yaklaşımımdır.

 ‘Bütün Ortadoğu’daki demokratik bir siyaset ve barış için birlikte çalışabiliriz, Muhterem Fethullah Gülen’e selamlarımı söyleyin. Onu en iyi anlayan benim’ dedi” diye konuştu.

Sırrı Süreyya Önder, Erdebil Köşkü’nde gerçekleşen Hürriyet yazıişleri toplantısının sabahki bölümüne katıldı ve Öcalan’la İmralı’da gerçekleşen 3’üncü görüşmeye ilişkin önemli bir ayrıntıyı ilk kez açıkladı.

Önder ilk olarak, Milliyet gazetesinde “İmralı tutanakları” adıyla yayınlanan ikinci görüşmeye ait haberde yer alan başta Fethullah Gülen ve Said Nursi ile ilgili bölümlerle ilgili “teknik” görüşünü açıkladı.

Önder, “Örneğin Bediüzzaman Said-i Nursi’nin doğduğu köyün Ermeni köyü olduğunu söylemek, Bediüzzaman Ermeni şeklinde verilmiş. Önündeki sonundaki cümleler çıkartılınca söylenenler bağlamından kopuyor. Ben sinemacıyım, senaryonun bir bölümünü çıkartınca diğer bölümler arasında kopukluk oluyor. Bağlamından kopartılarak verilmiş” dedi.

Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın kamuoyuna yansıyan şekli nedeniyle bir düzeltme ihtiyacı hissettiğini vurguladı:
“Sayın Öcalan, Nevruz alanında okunan mesajının ‘Tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini; en eski sömürge ve ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları” diyerek başlayan bölümde de vurguladığı gibi ‘Herkese karşı barış diline ve bu yaklaşıma özen gösterilmesi gerekir. Herkes için demokrasi ve barış talep ettiği bir noktada, kimseyi dışlamam ve rencide etmem söz konusu değildir, düşünülemez’ vurgusu yaptı.”

Hrant Dink’le aynı

Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın, “Türkiye’de 3 koldan paralel devlet çalışması var. Sıradan lobiler değil. ABD’de Yahudi, Ermeni ve Rum lobileri stratejik müdahale ediyorlar. Ermeni lobisi etkili, 2015’te gündem olmak istiyorlar” ve “Anadolu İslamlaştıktan sonra, bin yıllık bir Hıristiyanlık öfkesi var. Rum, Ermeni, Yahudi, Anadolu’da hak iddia eder. Laiklik, milliyetçilik kisvesinde elde ettiklerini kaybetmek istemiyorlar” diye basına yansıyan ifadelerine de açıklık getirdi.

BDP’li Önder, “Sayın Öcalan ‘Fethullah Gülen meselesi ile Ermeni halkıyla ilgili söylenenler kesinlikle büyük bir tahrifat ve yanlış zemine oturtma. Benim söylediğimle Hrant’ın (Hrant Dink) söylediği aynıdır. ‘Lobiler’ derken Hrant’ın da hayatında en çok yakındığı şey lobilerdi, kendisi de bunu söylüyordu’ sözleriyle Ermenilere ve diğer kimliklere de özel bir vurgu yaptı.

Gülen ne demişti?

Fethullah Gülen, Öcalan ile PKK’nin silah bırakması hedefiyle yürütülen yeni müzakere sürecinin kamuoyuna yansımasının hemen ardından ocak ayının ilk günlerinde kamuoyuna “Sulhta hayır vardır” başlığıyla duyurulan bir değerlendirme yapmıştı.

Hz. Muhammed’in Mekke’lilerle yaptığı Hubeydiye Antlaşması’na atıf yaptığı değerlendirmesinde Gülen, “Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devlet-i aliyye olması istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler muvazenesinde muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Bu kadar vâridâtı, getirisi olan bir şey karşısında bazen kafamıza uymayan şeylere de katlanabiliriz” demişti.

‘30 akil adam’

Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın “sınır dışına çekilin” çağrısı sonrası izlenecek yolda önemli aşamalardan biri olarak gösterilen “Akil İnsanlar” konusunda da Öcalan’ın düşüncesini açıkladı.

Önder, “Öcalan, ‘Bağımsız vicdani akla sahip 30 insan olmalı. Bize yakın olması şart değil’ dedi” diye konuştu.

Önder, kendisinin “Akil İnsanlar” listesinde ise İsmail Beşikci’yi ilk sıraya koydu. Önder, “Çorumlu bir Türk olarak Kürtlerin hakları için ‘gık’ bile demeden yıllarca bedel ödedi, hapis yattı. Bağımsız vicdan böyle bir şeydir” dedi.

Mithat Sancar ile eski Diyarbakır Askeri Savcısı Ümit Kardaş isimlerini de ekledi.

Kaynak: haberdiyarbakir.com 25 Mart 2013

Bolivya’dan Kürdistan’a 4 Kadın…

bolivya
Amed Newrozu’nun en uzaktan gelen misafirleri 4 Bolivyalı kadın siyasetçiydi.

İktidardaki Morales’in partisinden senatörler Mary Medina, Rosemary Karlo ve Sonia Guardia ile yardımcıları Sandira Quiroz Amed’te görüştüklerine sarı-kırmızı- yeşilli rozet takıp “Çokuluslu Bolivya devletinin anayasası” kitapçığını vermeleri dikkat çekti. Zira bayrakları da Kürt renkleriydi ve o anayasada 36 ulusun birlikte nasıl yaşayacağı anlatılıyordu.

1967′de Che Guevara’nın katledilmesiyle Bolivya devrimi yarım kalmıştı. Yıllar sonra 1997′de kurulan Sosyalizme Doğru Hareket Partisi (MAS) Che’nin mirasını devir aldı. Aynı yıl yapılan genel seçimlerde MAS yüzde 3 oranında oy aldı. 2002′de oyunu yüzde 20′ye, 2005′te ise yüzde 54′lük başarı elde ederek iktidarı ele geçirdi. Bu seçimle birlikte 180 yıllık ülke tarihinde ilk kez yerel halklardan biri Eva Morales, devlet başkanı oldu.

Yerli halklara topraklarının geri verilmesi, rüşvetle mücadele, sağlık ile eğitim reformu sözü veren MAS, 2009′deki seçimlerde oyunu yüzde 64′e çıkarttı. Aynı yıl ise “Çokuluslu Bolivya devletinin anayasası” ismiyle hazırlanan ve 411 madden oluşan yeni anayasa halk oylamasıyla kabul edildi. Bu değişim, Bolivya’da yeni bir yönetim şeklinin kurulması ve ülkede yaşayan 36 ulusun artık kendi kendini idare etmesi anlamına geliyordu.
En önemlisi de yeni sloganı “Birlik kudrettir” olan Bolivya’da petrol ve gaz gibi yeraltı kaynakları halkın eline geçiyordu. Daha önce kaynaklardan elde edilen gelirlerin yüzde 18′i Bolivya’nınken, Morales’le birlikte bu oran yüzde 51′e çıktı ve batılı şirketlere sadece yüzde 49′luk bir oran verildi. Ülkeyi yıllarca yöneten batının gölgesindeki iktidarların gerekçesi ise hayli garipti; “Ne yapalım petrol bizim değil, toprağın. Kim çıkartırsa en fazla payı o alıyor.”

‘KÜRTLERLE KADERİMİZ AYNIYDI’

21 Mart’taki Newroz kutlamaları için Amed’te davet edilen Morales’in partisinden senatör Mary Medina gülerek bu ayrıntıyı aktarıyor. Ülkesinin yıllarca nasıl sömürüldüğünü, yerel halkların uğradığı zulümleri ve iktidara nasıl geldiklerini anlattıktan sonra konu Kürtler ve Newroz’a geliyor. Ülkelerinin Kürdistan’a çok uzak olduğunu ve bu yüzden Kürtler hakkında daha önce çok az bilgiye sahip olduklarını söyleyen Medina “Meğer aynı kaderi yaşamışız” diyor ve sarı-kırmızı-yeşil renkteki rozeti göstererek ekliyor; “Sadece kaderimiz değil, renklerimiz de aynıymış.”

Aynı zamanda öğretim görevlisi olan senatör Medina, yıllarca verdikleri mücadelenin ardından hayata geçirdikleri anayasanın yer aldığı kitapçığı ise diğer elinde gösteriyor. Bolivyalı heyet, 21 Mart’taki kutlamanın ardındın başta DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk olmak üzere görüştüklerine bu rozeti ve kitapçığı hediye etti. Kürdistan’dan 15 bin kilometre uzaklığındaki Bolivya’dan gelen Mary Medina’ya senatörler Rosemary Karlo ve Sonia Guardia ile yardımcıları Sandira Quiroz eşlik etti.

Rosemary Karlo ise eski bir sendikacı ve Eva Morales için “başkan” yerine “yoldaş Evo” dediği yıllardır tanıdığını söylüyor. Morales’in de sendikacı olduğunu anlatan Karlo, iktidara gelmeden önce güçlü bir şekilde örgütlendiklerini hatırlatıyor. Batılı güçlerin kendilerine karşı muhalefetlere her türlü destek verdiğini belirten senatör Karlo “Yoldaş Evo dünya için iyi bir örnek ve bu yüzden emperyalistler onu silmek istiyor. Mesela en son ABD Büyükelçisini ülkemizden çıkardık” dedi.

Öğretmen olan diğer senatör Sonia Guardia’ya göre en büyük sorunları ham petrolü işleyecek rafineri ve fabrikanın olmaması. Halkın refah düzeyinin yükseldiğini, ancak hala fakirliğin sürdüğünü anlatan Guardia “Bizimle birlikte yerel halklar özgürlüğüne kavuştu. Biz halka üzerinde MAS yazan bir bayrak ve tişört vermek dışında hiç bir maddi vaatte bulunmadık, ama onları özgürleştirdik” şeklinde konuştu.

‘YOLUMUZ DAHA UZUN’

Heyetin sözcüsü Mary Medina ülkede yaşayan 36 değişik ulusun mecliste temsil edildiğini ve İspanyolca ile birlikte 37 dilin resmi dil olduğunun altını çiziyor ve ekliyor; “Hala kat edeceğimiz yol var. Hedeflerimize 12 yıl içinde ulaşacağımızı planlıyoruz. İşte o zaman fakirliği tamamen sona erdireceğiz”. Kadın mücadelesinin önemine dikkat çeken Medina, bu konuda Kürt hareketiyle de benzediklerini belirterek devamla şöyle konuştu:

“Örneğin 2006′da yeni anayasa talebiyle ülkenin doğusundan batısına kadar süren binlerce kilometrelik yürüyüşe kadınlar öncelik etti. 3 milyona yakın kişinin katıldığı ve 2009′a kadar üç kez gerçekleşen bu yürüyüşler her seferinde 3 ay sürdü. Ama kadının bu mücadelesi sayesinde şimdi anayasamızda ‘Bolivya’da erkek ve kadınlar yaşıyor’ ibaresi yer alıyor, kadınlar her yerde yüzde 50 kotaya sahip. Örneğin 10 erkek bakanın yanında şu anda 10 kadın bakan da var. Kısacası halkların özgürlüğü ve çok uluslu devlet kadar kadın özgürlüğü de bizim için esastır.”

‘KÜRT KADINI ÇOK MÜCADELECİ’

İlk kez Kürdistan hakkında bu kadar bilgi edindiklerini söyleyen Mary Medina “Kürtlerin zorlu bir mücadele verdiğini biliyoruz. Her türlü baskı ve zulümle karşılaşmışsınız, fakat mücadeleden vazgeçmemişsiniz. Sizdeki gücü biz gördük. Umarız Öcalan’ın çağrısıyla ülkenizde güzel şeyler olur, sorunlarınızı diyalog ve müzakere yoluyla çözersiniz” dedi.

 Özellikle Kürt kadınlarının örgütlülük ve mücadelesi karşısında şaşırdıklarını belirten senatör Medina Newroz izlenimlerini ise şöyle dile getirdi:

“Newroz inanılmaz bir şeydi, açıkçası bu kadarını beklemiyorduk. Bu kadar insanı partimizin 2009′da yapılan seçim kampanyasının son gününde görmüştüm. Ama bizde olmayan bir şeyi burada gördük. İnsanların ailece gelmelerine çok şaşırdık. Çünkü bizde bütün aile böyle birlikte siyasetle ilgilenmiyor, kadınların çocukları hatta bebekleriyle gelmesi çok ilginçti.”

Ülkelerine döndükten sonra orada Kürtlerin mücadelesini ve Newroz’da tanıklık ettikleri manzarayı herkese anlatacaklarını söyleyen Bolivyalı heyete en son “Kürdistan’da ne öğrendiniz?” sorusunu yöneltiyoruz. Heyet üyesi 4 kadın ellerini birleştirerek “Az da olsa Kürtlerin bu dansını (halayı) ve ‘Bijî Newroz sözünü öğrendik” diyor.

Kaynak:ANF 25 Mart 2013

Suriye Ulusal Koalisyon Başkanı Hatib İstifa Etti

ahmed_muaz_el_hatib
Suriye muhalifleri çatı örgütü Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmed Muaz el Hatib görevinden istifa etti.

Hatib, sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki  kişisel hesabından yaptığı açıklamada, istifasının nedenini, “özgürce çalışmak istediğini ve bunun da resmi müesseselerde mümkün olmadığını” şeklinde açıkladı.

Suriye halkına ‘işler kırmızıçizgiye dayanırsa’ istifa edeceği sözünü verdiğini belirten Hatib, açıklamasında şöyle dedi:

“İşler kırmızıçizgilere dayanırsa istifa edeceğim konusunda halka söz vermiş ve Allah’a ahdetmiştim. İşte bugün sözümde durarak görevimden istifa ediyorum. Özgürce çalışmak istiyorum ve bu, resmi kurumların çatısı altında mümkün olmuyor. Bu yüzden istifa ediyorum. Biz makam ve mevkileri, ulaşılacak bir hedef değil, güzel işler yapmak için vesile olarak görüyoruz.”

Açıklamasının devamında belirttiği ‘kırmızı çizgiler’e açıklık getirmeyen Hatib, uluslar arası güçlerin Suriye halkının yaşadığı trajediye seyirci kaldığını belirtti. Hatib, “Son iki yılda eşi benzeri olmayan rejim tarafından katledilmemize dünya seyirci kaldı” diye kaydetti.

Hatib devamla, “Suriye halkının tüm yaşadıkları, ülkenin altyapısının yıkılması, on binlercesinin gözaltına alınması, yüz binlercesinin göç ettirilmesi ve diğer trajediler halkın kendisini savunması için uluslararası karar alınmasına yetmedi” diye belirtti.

Suriye’de “Özgürlük kapısı açılmıştır ve kapanmayacaktır” diyen Hatib, “Herkese mesajımız,Suriye’nin kararını sadece Suriyeliler verecektir. Yolumuza, halkımızın özgürlüğü için çalışanlarla beraber devam edeceğiz” dedi.

Ahmed Muaz el Hatib’in istifası, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları’nın dün gerçekleştirdiği, Suriye’nin silahlı muhaliflerini silah ambargosundan muaf tutmada anlaşamadıkları toplantı ardından geldi.

Suriyeli muhalifler AB ile ABD’den, Suriye’ye uyguladıkları silah ambargosundan muaf tutularak, ağır silah talebinde bulunuyorlar. Muhaliflerin bu talebi ağır silahlar radikal dinci grupların eline geçebileceği kaygısıyla reddediliyor.

ÖSO: HİTTO’YU TANIMIYORUZ

Öte yandan, Özgür Suriye Ordusu geçtiğimiz hafta muhalifler tarafından kurulan geçici hükümetin başına atanan Kürt işadamı Gassan Hitto’yu tanımadıklarını duyurdu. Özgür Suriye Ordusu, Hitto’nun Suriye muhalefetine dışarıdan dayatıldığını ve seçiminin uzlaşı sonucu olmadığını kaydetti.

Gassan Hitto, 18 Mart günü İstanbul’da kurulan muhalifler hükümetinin başbakanı olarak seçildi.

KÜRTLER DE HİTTO’YA KARŞI ÇIKMIŞTI

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu tarafından kurulan hükümetinin başbakanlığına İslamcı örgütlerin oyu ile seçilen Hitto’ya Kürtler de itirazda bulunmuştu.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Hitto’nun Kürtleri temsil etmediğini söylemişti. Müslim, “Kürt kökenli olması bir şey ifade etmiyor. Ne bir Kürt tanıyor, ne Kürtçe biliyor ne de Kürt siyaseti ile bir ilgisi var” diye kaydetti. Hito’nun, kendi aralarında anlaşmazlıkları olan muhalefet güçlerinin bir uzlaşısı olarak seçildiğine işaret eden Müslim, toplantıya Kürtlerin davet edilmediğini söyledi. Müslim, “Kürt tarafı ile bir görüşme olmadı” demişti.

ARAP BİRLİĞİ’NDE SURİYEYİ BUNDAN BÖYLE MUHALİFLER TEMSİL EDECEK

Bu arada Arap Birliği dışişleri bakanları, birlikteki Suriye’ye ait koltuğun Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na devredilmesini kararlaştırdı. Katar Dışişleri Bakanı Hamad bin Casim bin Cabir el Thani, ‘Salı günü yapılacak toplantıya katılmalarını bekliyoruz’ dedi.

Arap Birliği, Suriye’nin üyeliğini, Kasım 2011’de, “hükümetin göstericilere karşı şiddet uygulamasının kabul edilemez olduğu” gerekçesiyle askıya almıştı.

Kaynak: firatnews.biz 25 Mart 2013

Sıdkı Zilan: Kürdler İçin Birlik, İttifak Zamanıdır.

sıdkı zilan
Avukat-Yazar Sıdkı Zilan, imc.tv’de canlı yayınlanan ve Şefik Beyaz’ın sunduğu Divan programına katıldı. Programda Öcalan’ın Newroz Mesajı, Kürdlerin ve Kürdistan’ın dünü, bugünü ve geleceği konuşuldu.

Sıdkı Zilan, Kürd-Türk ittifakı her iki tarafa da kazandırır dedi. Öcalan’ın çağrısını, “Kürdistan halkının taleplerine uygun çağrı olunca karşılık görüyor” diye değerlendirdi.

Zilan, “Savaş karşıtı olanlar gelişmelerden memnun. Halk Habur’da barışa olan özlemini, sevincini göstermek istedi, ama hükümet dik durmadı. Şimdi Erdoğan muktedir görünüyor.

PKK Kuzey Kürdistan’dan Güney Kürdistan’a çekiliyor. Bu anlamda değişen önemli bir şey yok. Türkiye sınırlarının dışına çıkıyor. Suriye’de de Kürdistan var. Yeni süreçte PYD-Türkiye ittifakı gündeme gelebilir. Fakat Kürdler kimseye karşı kullanılmaya gelmez, kendi arasında da çatışmaz. Bu aşıldı. Kürdler için birlik, ittifak zamanıdır.

Şeytanlaştırma iyi değil. Buna en çok PKK ve Öcalan maruz kaldı. Bunu başkasına karşı toptancı bir yaklaşımla yapmamalı, kolaycılığa kaçmamalı.

Bayrak siyasi simgedir. Newroz’da bayrak asılsaydı neden İstiklal Marşı okunmadı diyeceklerdi v.s.. Bu bahane olarak kullanılıyor. Sivil mitinglerde, eylemlerde bayrağa gerek yok. Öncelikle bayrak kanunu değişmeli, çünkü bu kanunda Türk bayrağı deniyor. Bu sistemde çok arıza var. Türk silahlı kuvvetleri deniyor.. Kürdlere yer verilmiyor.

PKK Devletle, Orduyla savaşmış, Türk halkıyla değil.

Öcalan’ın çağrısıyla  ilgili olarak Erdoğan ve Gül yumuşak mesajlar verdi. Muhtemelen devlet aklını temsil edenlerle birlikte hazırlanmış. Artık Federal Kürdistan’a Kuzey Irak denmemeli.” dedi.

Sıdkı Zilan, “Öcalan’ın Peygamberlere ilişkin vurgusu her zaman vardı. Öcalan ve PKK’nin ideolojik ve stratejik esneklik, uyum kabiliyeti var. Katı bir İslam karşıtlığı görülmedi ya da yanlışlar tashih edildi.

Bizde, Kürdlerde bir söz var, “Pir Rengî, Pir Dengî” diye. Kürdistan’da çok renkli, çok sesli bir yapı var. Realiteye uygun siyaset yapılmalı. Kemalizm 80 yıl boyunca akıntıya karşı kürek çekti.

1950’lere kadar Kürd hareketlerinde İslami çizgi hakimdir: Şeyh Said, Seyyid Rıza, Mele Mustefa Berzani, Qadî Muhemmed… PKK-BDP’yi de İslami çizgi dışında görmüyorum. Mitinglerine çok sayıda tülbentli kadın katılıyor. Tabanı dindardır.

Barış sürecini desteklemek lazım. Bunu hukuka bağlamalı. İnkarın sona ermesi önemlidir. “Aştîya bi rûmet” diyoruz. Karşılıklı adımlar atılmalı.” diyerek konu ile ilgili görüşlerini ortaya koydu.

Kaynak: haberdiyarbakir.com 25 Mart 2013

KCK’den Ateşkes

kck
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Bonn kentinde onbinlerin katıldığı Newroz kutlamasına gönderdiği mesajda, resmi olarak ateşkes ilan ettiklerini duyurdu.

Karayılan, Öcalan’ın Newroz’daki tarihi çağrısı için ‘Hepinizin şahitliğinde açıklıyorum; Önder Apo’nun kararı hepimizin kararıdır. Karar tarihi bir dönemin başlangıcı’ dedi.

TARİHİ MESAJA YANIT

Öcalan’ın Amed’de milyonlara okunan tarihi mesajına KCK de tarihi bir adım atarak katıldı. Karayılan, “Biz hareket olarak, KCK, PKK ve HPG olarak resmi ve açık bir şekilde ateşkes ilan ediyoruz. Ama eğer güçlerimize saldırı olursa, güçlerimiz kendilerini koruyacaklardır” dedi.

HEPİMİZİN KARARI

Karayılan, “Herkes Önder Apo’nun çağrısına PKK’nin ve HPG’nin tutumu ne olacak diye soruyor. Şimdi ben tüm hareketimiz adına tutumumuzu, hepinizin şahitliğinde açıklıyorum. Önder Apo’nun kararı hepimizin de kararıdır. Kararı tarihi bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz” dedi.
Geri çekilmenin altyapısı oluşturulmalı

“Herkesin bilmesi gerekir ki, bu tarihi döneme biz PKK olarak hazırız. Biz savaşa da hazırız, barışa da hazırız” diyen Karayılan, geri çekilme konusunda, “Eğer Türk devleti, hükümet ve parlamento sorumluluğunu yerine getirir ve geri çekilmeye ilişkin gerekli kararları alırsa biz onu da yerine getireceğiz” dedi.

 KARAYILAN: ATEŞKES İLAN EDİYORUZ

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, 21 Mart günü Amed’de milyonların katıldığı Newroz kutlamasında tarihi bir çözüm çağrısında bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a, dünkü Bonn Newroz kutlamasında yanıt verdi. Karayılan mesajında, “Önder Apo’nun verdiği karar aynı zamanda hepimizin de kararıdır” derken, geri çekilme için gerekli koşulları da açıkladı.

Yeni bir dönem başladı

2013 Newroz kutlamalarının büyük bir coşkuyla kutlandığını ve Newroz’a kitlesel katılımların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına sahip çıkma anlamını taşıdığını belirten Karayılan, “2013 Newroz’u bizler için, hareketimiz için ve tüm halkımız için yeni bir gün oldu. Ama Önder Apo bu Newroz’da yeni bir mesaj verdi. Yeni bir çağrı yaptı. Bu çağrı Amed Newroz’unda tüm Kürt halkı ve tüm kamuoyuna açıklandı. Kürdistan’da, Türkiye’de ve Ortadoğu’da yeni bir dönem başladı. 2013 Newroz’u yeni bir gün, yeni bir başlangıç oldu. Halkların birlikteliğinin, özgür yaşamını kurmanın süreci, demokratik özgürlük süreci. Bundan dolayı biz Önder Apo’nun bu perspektifini, yeni süreci özgürlük ve demokrasinin yükseltilmesinin yeni adımı olarak görüyoruz. Herkesin de böyle görmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu

Kararı hepimizin kararıdır

PKK Lideri Öcalan’ın mesajının tarihi önemde, çok zengin ve derin bir mesaj olduğunu, tüm Ortadoğu için önem arz ettiğini vurgulayan  Karayılan, “Şimdi herkes, soruyor. Önder Apo’nun çağrısına karşı PKK’nin ve HPG’nin tutumu ne olacak diye soruyor. Şimdi ben tüm hareketimiz adına hareketimizin tutumunu, hepinizin şahitliğinde ve hepinizin önünde açıklıyorum. Önder Apo’nun verdiği karar aynı zamanda hepimizin de kararıdır. Biz bu kararı kabul ediyor ve katılıyoruz. İçeriğini ve çerçevesini tarihsel, doğru ve çok önemli görüyoruz. Yeni bir sürecin, tarihi bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz.” dedi.

Ateşkes ilan ediyoruz

PKK Lideri Öcalan’ın mesajının açıklandığı 21 Mart’tan itibaren KCK, PKK ve HPG olarak resmi ve açık bir şekilde ateşkes ilan ettiklerini açıklayan Karayılan “Özgür Kürdistan gerillaları hiçbir askeri eylem yapmayacaklardır. Türkiye sınırlarında olan askeri faaliyetleri, ateşkes çerçevesinde planlanacaktır. Ama eğer güçlerimize saldırı olursa, elbette güçlerimiz bu saldırılar karşısında kendilerini koruyacaklardır. Bir kere daha saldırılara karşı misilleme hakkımız olacaktır. Ama eğer, güçlerimize karşı saldırılar olursa, o zaman gerilla güçlerimiz kendilerini koruyacaklardır. Bu dünyevi bir haktır, meşru bir haktır. Uluslararası yasalarda da bu var. Yok eğer kimse güçlerimize saldırmazsa güçlerimizde hiçbir askeri eylem yapmayacaktır. Şimdilik kesinleşen kararımız budur.” diyerek askeri güçlerinin savunma pozisyonunda olacağını deklere etti.

Geri çekilmenin koşulları oluşmalı

PKK Lideri Öcalan’ın silahlı güçlerin geri çekilmesine ilişkin çağrısını ve kamuoyundaki tartışmaları cevaplayan Karayılan “ Eğer Türk devleti, hükümet ve parlamento sorumluluğunu yerine getirir ve geri çekilmeye ilişkin gerekli kararları alırsa, gerekli komisyon ve kurumları oluşturursa, geri çekilmenin zeminini eğer oluşturursa biz onu da yerine getireceğiz. Şimdi bu zeminin oluşturulmasını bekliyoruz. Bu konularda bizim söyleyeceklerimiz kısaca budur.” diye konuştu.

Kaynak: ozgur-gundem.com 25 Mart 2013

ÖCALAN’ın Çağrısı Dünya Basınında

dünya basını
Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır Newroz’unda yaptığı çağrı dünya basınında flaş haber olarak geniş yer buldu. BBC Öcalan’ın çağrısını “PKK lideri Öcalan ateşkese çağırdı” başlığı ile, Hollanda basını ise PKK’nin silahlı mücadeleye son verdiğini yazarken, Fransız basını “Öcalan’dan tarihi açıklama, barış umutları yeşeriyor” yorumu ile okuyucularına duyurdu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı dünya basınında geniş yankı buldu. İngiliz BBC tarihi çağrıyı “PKK lideri Öcalan ateşkese çağırdı” başlığıyla verdi.

Haberde, yıllarca süren savaş ardından ateşkes çağrısında bulunan Öcalan’ın aynı zamanda savaşçılarına Türkiye’den çekilme çağrısında bulunduğu belirtildi. Öcalan’ın mesajında “Bugün milyonların şahitliğinde yeni bir süreç başlatıyorum. Demokratik haklar, özgürlük ve eşitlik dönemi başlıyor” dediği ifade edildi.

Öcalan’ın ‘Silahlı mücadeleden demokratik mücadele dönemine giriyoruz” sözleri ile silahlı güçlerini sınır dışına çekilme çağrısında bulunduğu belirtilen haberde, Öcalan’ın mesajının Diyarbakır’da Newroz meydanında toplanan onbinlerce kişi tarafından dinlendiği aktarıldı.

Hollanda resmi yayın kuruluşu NOS ise Öcalan’ın mesajını ‘PKK silahlı mücadeleye son veriyor’ başlığı ile verdi.

Öcalan’ın, “PKK’ye ateşkes yaparak sayıları 4 bin dolayında olan savaşçılarını Türkiye’den Kuzey Irak’taki kamplarına çekilme çağrısında bulunduğu” belirten haberde, “Bu dönem silahlı mücadele dönemi değil. Demokratik çözümün zamanıdır” dediği aktarıldı.

Haberde, İmralı Cezaevinde tutulan Öcalan’ın mesajını dinlemek üzere Diyarbakır’da onbinlerce insanın toplandığı belirtilirken, Türk televizyonlarının Kürtçe ve Türkçe okunan mesajın sadece Türkçe versiyonunu yayınladıklarına vurgu yapıldı.

Belçika’nın en büyük gazetelerinden De Morgen da Öcalan’ın mesajına geniş yer verdi. ‘PKK lideri Öcalan ateşkes çağrısında bulundu’ başlığı ile duyurulan Öcalan’ın mesajında, “Silahların susması gereken bir aşamaya geldik. Silahlı güçler Türkiye’nin sınırları dışına çekilmelidir. Siyasete öncelik tanımanın zamanı gelmiştir” dediği aktarıldı.

Öcalan’ın Diyarbakır Newroz’unda okunan mesajında “Hedefimiz tüm Türkiye’nin demokratikleştirilmesidir” dediğine yer verilerek, Kürt örgütlerinin, Kürt halkının Türk devleti tarafından sistematik ayrımcılığa maruz kaldığı yönünde şikayetlerde bulundukları kaydedildi.

Fransız Haber Ajansı AFP abonelerine haberi geniş bir şekilde duyurdu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Kürtlerin yeni yıl bayramı vesilesiyle PKK’ye ateşkes ve Türk topraklarından çıkma çağrısında bulundu” biçiminde duyurdu. Ajans, Öcalan’ın çağrısını, 29 yıllık çatışmalı ortama son verdi biçiminde yorumladı.

“Benim çağrımı dinleyen milyonlara diyorum ki, yeni bir süreç başlıyor. Bu süreçte silah değil, politika olacak” cümlesini aktardı. “Silahların susması gereken bir sürece geldi, silahlı güçler Türkiye sınırlarının dışına çıkmalıdır” cümlesini de yayınlayan ajans, Öcalan’ın tarihi açıklamasının Newroz kutlamasına katılan yüzbinler tarafından coşkulu karşılandığını da belirtti. Kitlenin sabahın erken saatlerinden itibaren  Öcalan’ın mesajını dinlemek için Newroz’un kutlandığı alana geldiğini yazan ajans, kitlenin pankart ve dövizlerde de barış talebini dile getirdiğine yer verdi.

Fransa’da yayın yapan Nouvelle Observateur, “PKK’nin tutuklu lideri Abdullah Öcalan, 21 Mart Perşembe günü, PKK’ye silahları bırakma ve Türkiye’yi terk etme” çağrısı yaptığını duyurdu. Öcalan’ın “Siyaset zamanı” tespitine de haberde yer verildi.

Fransız Le Monde gazetesi ise, “PKK lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’de ateşkes çağrısında bulundu” başlığıyla haberi duyurdu. Gazete haberi son dakika olarak yayınladı.

Le Figaro ise, “Türkiye: Öcalan ateşkes çağrısı yaptı” başlığıyla okuyucularına duyurdu. Bu çağrının, barış umutlarını yeşerttiğine de yer verdi.

Kaynak: ANF  22 Mart 2013

Cengiz ÇANDAR’dan ÖCALAN Mesajlarına Yorum

cengiz çandarr
Radikal gazetesi yazarı ve son 30 yıl Kürt siyasetini yakından takip eden Cengiz Çandar, NTV yayınında Öcalan’ın mesajlarını değerlendirdi.


Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya giden heyetiyle göndermiş olduğu mektup, bugün Diyarbakır’da Nevruz kutlaması için toplanan halka hem Kürtçe hem de Türkçe olarak okundu. Öcalan mektubun özetinde, “silahlar sussun, demokratik siyaset süreci başlasın” çağrısında bulundu.

Bundan sonraki süreçte neler yaşanacağına ilişkin gelişmeler merak edilirken, Radikal gazetesiyazarı ve son 30 yıl Kürt siyasetini yakından takip eden Cengiz Çandar, NTV yayınında Öcalan’ın mesajlarını değerlendirdi.

BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İPTAL OLDU

Sözlerin bir yönüne bakarsak özünü kaçırmış oluruz. Bağımsız Kürdistan anlamında, yani Türkiye topraklarından bir bölüm ayrılacak ve orada bağımsız bir Kürdistan oluşacak düşüncesi varsa bu konuşma ile o iptal edilmiştir. Öyle bir şey olmayacak. Zaten biraz şiirsel bir vurguyla ‘Ağrı ve Cudi dağları Erciyes ve Kaçkar dağlarının kardeşidir. Fırat ve Dicle nehirleri Sakarya ve Kızılırmakla kardeştir’ diyerek, mevcut Türkiye topraklarının birliğinin altını çiziyor. Toprak ayrılması, toprak bölünmesi ve onun üzerine oturacak bir ulus devleti reddediyor. Kendi diliyel kapitalist modernitenin empoze ettiği durumlardır diyor. Ama bunları derken Kürdistan diyor, kadim Anadolu halkları diyor.

Kaynak: milliyet.com.tr 22 Mart 2013

KARAYILAN: ’2013 Çözüm Yılı Olacak’

 karayilan
Öcalan’ın mektubundan sonra PKK elebaşı Karayılan Suriye’deki Nevruz kutlamalarına mesaj gönderdi.

Nevruz, Suriye Kürtlerinin bulunduğu Kamışlı’da da kutlandı. Kent esnafı kepenkleri kapatıp Nevruza katıldı. Kutlamada ilk konuşmalardan sonra PKK elebaşı Murat Karayılan’ın Kürtçe sesli mesajı dinletildi.

KARAYILAN: ÖCALAN ÖNEMLİ BİR SÜREÇ BAŞLATTI

ANF’ye göre Karayılan, 2013 Nevruzunun “çok tarihi bir aşamada karşılandığını” belirterek “Kürt özgürlük mücadelesinin tüm Kürdistan’da çok önemli ve hassas bir aşamaya geldiğini” bildirdi. Karayılan, Suriye’deki Kürtlerin mücadelesinin başarısı ile “Kuzey Kürdistan hamlesinin” Öcalan’ın böyle bir adım atmasına yol açtığını savundu.

“PKK SAVAŞA DA BARIŞA DA HAZIR”

Ortadoğu’daki mevcut koşullar, ellerindeki imkânlar ve gücün, Kürdistan’ı özgürleştirmek için bugün kendilerine güven verdiğini belirten Karayılan, “Ama biz her koşulda savaş istemiyoruz. Eğer egemen devletler hazır ise, biz de barışçıl yollarla Kürdistan’ı özgürleştirmeye hazırız. Herkes bilmeli ki, PKK savaşa da barışa da hazırdır. Bu temelde, Önder Apo’nun başlattığı süreci kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu bir mücadele sürecidir, sadece Batı Kürdistan için değil, tüm Kürdistan için önemlidir. Önderliğimiz bu yeni süreçte Kürt sorununu tüm parçalarda çözmek istiyor” şeklinde konuştu.

“2013 YA SAVAŞLA, YA DA BARIŞLA ÇÖZÜM YILI OLACAK”

Bu süreç karşısında herkes görev düştüğünü belirten Karayılan, “2013 yılı ya savaşla ya da barışla çözüm yılı olacak. Kürt sorunu artık çözülecek” dedi.

Kaynak: haber.ekolay.net 22 Mart 2013

Erbil’de Nevruz Coşkusu

nevroz erbil
Irak’ın kuzeyinde bulunan Erbil şehrinde Nevruz etkinlikleri, yakılan ateş çevresinde çekilen halaylarla kutlandı.

 Irak’ın kuzeyinde bulunan Erbil şehrinde Nevruz etkinlikleri, yakılan ateş çevresinde çekilen halaylarla kutlandı. Erbil’deki Şanedan Parkı’nda düzenlenen etkinliğe Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani de katıldı. Nevruz ateşinin yakılmasından sonra konuşma yapan Mesud Barzani, Nevruz’un birlik ve berberlik olduğunu dile getirdi. Barzani konuşmasında, “Kürtlere karşı Enfal katliamları yapabilirsiniz. Kürtlere karşı kimyasal silah kullanıp zehirleyebilirsiniz. Ama irade savaşı yapmayın. Çünkü, irademizi kimse kıramaz ” dedi .

Merkezi Bağdat hükümetine konuşmasında mesaj gönderen Barzani, “Sorduğumuz soruların cevabını verin. Bizimle ortak mısınız değil misiniz ? Bölgesel yönetim her şeye hazırlıklı.”dedi

Konuşmaların ardından alanda halay çekildi ve havai fişek gösterileri düzenlendi. Kutlamalara katılmak için bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler, Nevruz’un barış ve kardeşlik getirmesi dileğinde bulundular.

Kaynak: sondakika.com 22 Mart 2013

Barzani’den Türkiye Barışına Destek

barzaniiii
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Türkiye’de Nevruz ile birlikte artan barış umutlarına tam destek verdi. Barzani hükümeti tarafından yapılan açıklamada, İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın Nevruz’da okunan mesajı olumlu değerlendirildi.

Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Türkiye’de Nevruz ile birlikte artan barış umutlarına tam destek verdi. Barzani hükümeti tarafından yapılan açıklamada, İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın Nevruz’da okunan mesajı olumlu değerlendirildi.

Barzani, açıklamada, Türkiye’de devam eden barışa destek vermek için her zaman hazır olduklarını belirterek, “Irak Bölgesel Kürt Yönetimi olarak, Türkiye’deki Kürt sorununun barışçıl ve siyasi yöntemlerle çözülmesine bir kez daha destek verdiğimizi belirtiyoruz. Öcalan’ın, Nevruz’da okunan mesajında savaş ve şiddetin bitirilmesi ile Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümü talebini önemsiyoruz. 

Biz bu adımı desteklediğimiz gibi Türkiye ve PKK tarafından sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümü için atılacak adımları da desteklemeye devam edeceğiz. Bu hususta, hükümet olarak bir kez daha açıklıyoruz ki Türkiye’deki sorunun barış ve demokrasi temelinde çözümü için rol almaya da hazırız. Biz ümitliyiz, her taraf savaş ve şiddet mücadelesine gerek görülmeyecek adımları atmaya devam etsin.”

Kaynak: e-haberajansi.com 22 Mart 2013

Öcalan; Silahları Bırakın Sınırdışına Çıkın

pkk
Abdullah ÖCALAN’ın Kürtçe okunan mesajında”PKK’ya silahları bırakın, sınır dışına çıkın” çağrısı yaptı. Öcalan’ın dikkat çeken mesajlarından biri de ”Tük ve Kürt halkı Çanakkale’de birlikte şehit oldu. Dönem helalleşme zamanı” sözleri oldu.

Yüzbinlerce kişinin toplandığı Nevruz alanında Öcalan’ın mesajı önce Kürtçe okundu. Mesajın Kürtçesini BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan okudu.

Öcalan’ın açıklamasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
Mazlumların Nevroz’unu selamlıyorum.

Binlerce yıldır milyonlarca insanın yüreğinde Nevroz ateşi gürleşiyor.
Şu an görüyorum ki çığlığım her yerde duyuluyor.

BAŞKALDIRIM ÇARESİZLİĞİYDİ

Benim başkaldırım çaresizliğe, cahilliğe ve köleliğe karşı idi. Bizim savaşımız etnik ya da bir dine karşı değil. Savaşımız cehalete, adaletsizliğe, gericiliğe, her türlü zorbalığa oldu.

YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR

Kürtler bugün müjde ile yeni bir yaşam diyor. Ortadoğu halkları savaşlardan yorulmuştur. Bugün yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz.
Bugün yeni bir süreç başlıyor.

DÖNEMİN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER

Dönemin ruhunu okuyamayan tarihin çöp sepetine gider. Biz kendimizi bu halk için yıllarda feda ettik. Bu fedakarlık, bu mücadele, sebepsiz değildi.
Kürtler kişiliklerini yeniden yarattı.

ARTIK YETER DİYORUZ

Arap, Fars, Türk ve Kürt halkına birbirini boğazlatmaya çalıştılar. Savaş ve kirli düzene artık yeter diyoruz.
Ben bugün milyonlarca kişinin şahitliğinde yeni bir süreç başlatıyorum
Silah değil siyaset öne çıksın
Bu bir sonuç değil yeni bir sürecin başlangıcıdır

1924 ANAYASASI YETER

Yeni bir anayasaya gerek yok. 1924 anayasası yeterli.

SİLAHLARI BIRAKIN SINIR DIŞINA ÇIKIN

Dicle ve Fırat nehri Sakarya ve Meriç’in kardeşidir. Cudi ve Gabar dağı Kaçkar ve Erciyes’in dostudur.
Anadolu ve Kürt topluluklarının barış içinde yaşabileceği bir süreçtir bu.

Beni dikkatle dinleyenler, bugün yeni bir dönem başlıyor. Demokratik haklar, özgürlük ve eşitlik dönemi başlıyor.

Artık silahlar sussun. Türk halkı ve Kürt halkının akan kanı duracak. Silah değil siyaset işleyecek. Silahları bırakın ve sınır dışına çıkın.

Silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçiş yapıyoruz

MİSAK-I MİLLİ VURGUSU

Kürtler ulusal bir konferansla örgütlülüğünü tartışmalı
Misak-ı Milli sınırları içerisinde Kürtler parçalandı.
Yeni bir model kurmayı amaçlıyoruz.
Bu modelin yaratılmasının öncüsü yine Mezopotamya halklarıdır.
Hep birlikte demokratik ve modern bir sistem kuralım…
Tüm renkler demokratik modernite sistemi içinde yerini alsın.
1921′de Meclis’i birlikte kurdular

DÖNEM HELALLEŞME DÖNEMİ

Türk ve Kürt halkı Çanakkale’de birlikte şehit oldu. Bu dönem helalleşme dönemidir.
Zaman savasşın ya da çatışmanın zamanı değildir. Zaman ittifak ve birbirine sarılmanın helal etmenin zamanıdır.
Bana güvenenler sürecin hassasiyetini sonuna kadar göz önünde bulundursun. Bu mücadeleden vazgeçmek değil yeni bir mücadelenin başlangıcı.
Bu zulmün sona ermesi için çağrı yapıyorum

HALKLARIN BİRLİĞİNİ KURACAĞIZ

Selam bu sürece destek verenlere ve demokratik çözüm ile barışa destek verenlere.
Ötekileştirme politikaları karşısında kardeşliği ve halkların birliğini kuracağız.
İnkar ve asimilasyon politikaları gücünü halktan almıyordu. Halkların ortak yaşamı için sorumluluk herkesindir.
Bu bir son değil yeni bir sürecin başlangıcıdır

Muhteşem Newroz Kutlaması

newroz
“Öcalan’a özgürlük Kürtlere statü” sloganıyla yaklaşık 2 milyon yurttaşın katıldığı tarihi Diyarbakır Newroz’unda PKK lideri Abdullah Öcalan’ın günlerdir beklenen mesajı büyük bir sessizlikle dinlendi.

Öcalan mesajında, “Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. 

Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı. ‘Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun’ noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir” dedi.

“Öcalan’a özgürlük Kürtlere statü” sloganıyla yaklaşık 2 milyon yurttaşın katıldığı Diyarbakır’daki tarihi Newroz’da sabah 06.00′dan itibaren coşku devam ediyor. Karadenizli Niyazi Koyuncu’nun seslendirdiği birbirinden güzel Karadeniz türkülerinin ardından Newroz programı devam etti. Kimi yurttaşların oluşturulan barikatı aşarak sahneye çıkmak istemesi üzerine sahneden sık sık uyarılarda bulunuldu.

BDP ve DTK’liler sahneye davet edildi

DTK Eş Başkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, BDP’li ve blok milletvekilleri Hasip Kaplan, Erol Dora, Pervin Buldan, Demir Çelik, Hüsamettin Zenderlioğlu, Esat Canan, İbrahim Binici, Adil Kurt, Ertuğrul Kürkçü, Nazmi Gür, Altan Tan, İdris Baluken, Mülkiye Birtane, Murat Bozlak, Sebahat Tuncel, Halil Aksoy, Özdal Üçer, Leyla Zana, Nursel Aydoğan, Ayla Akat Ata, Sırrı Sakık, Sırrı Süreyya Önder, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP İl Eş Başkanları Zübeyde Zümrüt, M. Emin Yılmaz tek tek sahneye çağrıldı. Kitle BDP ve DTK’lileri tek tek alkışladı.

Sahnedeki dev ekrandan gösterilen Öcalan’ın fotoğrafları ve görüntülerinden oluşan sinevizyonun önünde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kürtçe mesajını BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Türkçe mesajını ise Sırrı Süreyya Önder okumak için isimleri anons edildi.

İlk olarak Kürtçe mesaj Pervin Buldan tarafından okundu. Yaklaşık 2 milyon kişi büyük bir dikkat ve sessizlikle Öcalan’ın mesajını dinledi. Buldan’ın ara verdiği noktalarda ise kitle hep bir ağızdan Öcalan lehine sloganlar attı. Mesajın sonunda sahneden zılgıt çekilirken kitle uzun uzun “Bijî Serok Apo” sloganları attı.

Daha sonra aynı mesajın Türkçesini BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder okudu. Önder halkı Kürtçe selamladıktan sonra, “Size Sayın Öcalan’ın selamlarını getirdik, Güneşi içinizi ısıtsın diye size Kürt halkının güneşinin selamını getirdik. Başta Amed halkına onların dostlarına bütün Türkiye halklarına, kadınlara, gençlere bütün mazlumlara, emek örgütlerine dostlarına selamlarını getirdik. Newroz’unuz kutlu olsun. Bu toplumda tam bir demokrasiyi onurlu bir barışı yeşertecek bir mektup kaleme aldı. Sizinle bütün Türkiye ve dünyayla bu mektubu paylaşacağım” dedi. Kitle hep bir ağızdan “Bijî Serok Apo” sloganı attı.

Kaynak:Özgürgundem 21 Mart 2013

ÖCALAN’dan Misak-ı Milli Vurgusu

abdullah_ocalana_rest
Abdullah ÖCALAN’ın Kürtçe okunan mesajında”PKK’ya silahları bırakın, sınır dışına çıkın” çağrısı yaptı. Öcalan’ın dikkat çeken mesajlarından biri de ”Tük ve Kürt halkı Çanakkale’de birlikte şehit oldu. Dönem helalleşme zamanı” sözleri oldu.

Yüzbinlerce kişinin toplandığı Nevruz alanında Öcalan’ın mesajı önce Kürtçe okundu. Mesajın Kürtçesini BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan okudu.

Öcalan’ın açıklamasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

Mazlumların Nevroz’unu selamlıyorum.

Binlerce yıldır milyonlarca insanın yüreğinde Nevroz ateşi gürleşiyor.

Şu an görüyorum ki çığlığım her yerde duyuluyor.

BAŞKALDIRIM ÇARESİZLİĞİYDİ

Benim başkaldırım çaresizliğe, cahilliğe ve köleliğe karşı idi. Bizim savaşımız etnik ya da bir dine karşı değil. Savaşımız cehalete, adaletsizliğe, gericiliğe, her türlü zorbalığa oldu.

YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR

Kürtler bugün müjde ile yeni bir yaşam diyor. Ortadoğu halkları savaşlardan yorulmuştur. Bugün yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz.

Bugün yeni bir süreç başlıyor.

DÖNEMİN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER

Dönemin ruhunu okuyamayan tarihin çöp sepetine gider. Biz kendimizi bu halk için yıllarda feda ettik. Bu fedakarlık, bu mücadele, sebepsiz değildi.

Kürtler kişiliklerini yeniden yarattı.

ARTIK YETER DİYORUZ

Arap, Fars, Türk ve Kürt halkına birbirini boğazlatmaya çalıştılar. Savaş ve kirli düzene artık yeter diyoruz.

Ben bugün milyonlarca kişinin şahitliğinde yeni bir süreç başlatıyorum

Silah değil siyaset öne çıksın

Bu bir sonuç değil yeni bir sürecin başlangıcıdır

1924 ANAYASASI YETER

Yeni bir anayasaya gerek yok. 1924 anayasası yeterli.

SİLAHLARI BIRAKIN SINIR DIŞINA ÇIKIN

Dicle ve Fırat nehri Sakarya ve Meriç’in kardeşidir. Cudi ve Gabar dağı Kaçkar ve Erciyes’in dostudur.

Anadolu ve Kürt topluluklarının barış içinde yaşabileceği bir süreçtir bu.

Beni dikkatle dinleyenler, bugün yeni bir dönem başlıyor. Demokratik haklar, özgürlük ve eşitlik dönemi başlıyor.

Artık silahlar sussun. Türk halkı ve Kürt halkının akan kanı duracak. Silah değil siyaset işleyecek. Silahları bırakın ve sınır dışına çıkın.

Silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçiş yapıyoruz

MİSAK-I MİLLİ VURGUSU

Kürtler ulusal bir konferansla örgütlülüğünü tartışmalı

Misak-ı Milli sınırları içerisinde Kürtler parçalandı.

Yeni bir model kurmayı amaçlıyoruz.

Bu modelin yaratılmasının öncüsü yine Mezopotamya halklarıdır.

Hep birlikte demokratik ve modern bir sistem kuralım…

Tüm renkler demokratik modernite sistemi içinde yerini alsın.

1921′de Meclis’i birlikte kurdular

DÖNEM HELALLEŞME DÖNEMİ

Türk ve Kürt halkı Çanakkale’de birlikte şehit oldu. Bu dönem helalleşme dönemidir.

Zaman savasşın ya da çatışmanın zamanı değildir. Zaman ittifak ve birbirine sarılmanın helal etmenin zamanıdır.

Bana güvenenler sürecin hassasiyetini sonuna kadar göz önünde bulundursun. Bu mücadeleden vazgeçmek değil yeni bir mücadelenin başlangıcı.

Bu zulmün sona ermesi için çağrı yapıyorum

HALKLARIN BİRLİĞİNİ KURACAĞIZ

Selam bu sürece destek verenlere ve demokratik çözüm ile barışa destek verenlere.

Ötekileştirme politikaları karşısında kardeşliği ve halkların birliğini kuracağız.

İnkar ve asimilasyon politikaları gücünü halktan almıyordu. Halkların ortak yaşamı için sorumluluk herkesindir.

Bu bir son değil yeni bir sürecin başlangıcıdır

Kaynak:Aksam.com.tr 21 Mart 2013