14 Mart 2013 Perşembe

Uludere Komisyonu Bunu da Yaptı!

roboski  jj
Komisyonun; insan aklına, kalbine, adalet duygusuna, inancına hakaret suçu işlediğini düşünüyorum. 

Uludere katliamından sonra bu katliamı araştırmak üzere Meclis’te Ocak 2012’de kurulan komisyonun neler yaptığını, daha doğrusu yapamadığını… Genelkurmay’dan, soruşturmayı yürüten Diyarbakır Savcısı’ndan istedikleri bilgileri nasıl tehirli ve ne kadar eksik aldıklarını… Raporu yazma sürecinde ne tür trajikomik ve gayri ciddi tavırlar sergilendiğini, yatıp kalkıp, defalarca yazmıştım. Biliyorsunuz, geçen hafta komisyon Uludere raporunu açıkladı. İçinde yeni hiçbir bilginin olmamasına elbette şaşırmadık ve fakat böyle bir katliamı bu derece normalleştirmesine diyecek laf bulamadık. Demek ki, “Olur böyle vakalar, İnsan Hakları Komisyonu devlet adına aklar.” Bunu da böyle bilelim.

Bir şeyi daha bilmemizin çok hayati olduğunu düşünüyorum: Katliamdan bu yana geçen vakit çok uzadığı için devletin son derece vahim gayretler içine girdiğini gözden kaçırmış ya da unutmuş olabiliriz. Rapora muhalefet şerhi koyan komisyonun CHP’li üyesi Levent Gök’ün hazırladığı 62 sayfalık rapor ise devletin bu gayretine komisyonun nasıl ‘ayak uydurduğunu’ gösteriyor. Gerçekten ürkütücü ve acıklı. Hatırlayacaksınız, TSK jetlerinin bombalaması sonucu ölen vatandaşlarımızla ilgili hem hükümetin hem de ordunun en tepelerinden “Kim biliyor onların terörist olmadığını” minvalinde açıklamalar işitmiştik. Ölenlerin PKK’li ye da içlerine PKK sızmış kaçakçılar olduğu algısı yaratılmak istenmişti.

CHP Milletvekili Levent Gök de özetle komisyonun ASELSAN raporunu tahrif etmek suretiyle bu algıya nasıl hizmet ettiğini şöyle anlatıyor: “Bir senaryo yaratılmak istenmiştir. Bu senaryoya göre bir PKK’lı, olaydan bir müddet sonra teslim olduğu yetkililere, bir başka PKK’lının kendisine olay günü bir arkadaşıyla beraber kaçakçıların içinde bulunduğunu, bombalama olunca kendilerinin kaçtıklarını söylediğini belirtmiştir. Rapor yazımında PKK’lının itirafına geniş bir şekilde yer verildikten sonra bu itirafın hemen altına ekledikleri Heron görüntülerinin değerlendirilmesine ilişkin ASELSAN raporunu 00.26 saat diliminden itibaren vererek en son atılan dördüncü bombanın (kuzey) bulunduğu yerin güneyinde 3 yük hayvanı ve 2 insanın dördüncü bomba bölgesine yaklaştığını belirterek başka şahısların da bombalama sırasında olay yerinde olduğunu kanıtlamaya çalışmışlardır. Oysa ASELSAN raporunda görüleceği üzere son bombanın atıldığı 22.24’ten sonra 22.45 itibariyle köyden bombalama alanına giden kişilerin görüldüğü, 23.02 itibariyle çok sayıda insanın bombalama yerine ulaştığı, ölüleri taşıdığı belirtilmiştir. ASELSAN raporunda, insansız hava aracına ilişkin bu değerlendirmelerde belirtilen kişiler hava bombardımanından sonra köyden çocuklarının yardımına giden köy halkıdır.”

Hukuki manasını bilmiyor ve ilgilenmiyorum ama komisyonun; insan aklına, kalbine, adalet duygusuna, inancına hakaret suçu işlediğini düşünüyorum. Birtakım süreçlerden geçiyoruz, son 6-7 yıldır. Geçmişle yüzleşme, askeri vesayetle hesaplaşma, darbeyle hesaplaşma ve bugün itibariyle Kürt sorununa çözüm süreci… Bu süreçlerden toplum nezdinde hakkıyla çıkmanın temel kurumlarından biri mahkeme değil, bu tür komisyonlardır. İnsan Hakları Komisyonu, hakikat ve yüzleşme komisyonu… Eğer seçtiğimiz vekillerden oluşan komisyonlar bu taze acıya böyle yaklaşıyor, bizi eyleyip köhne devlet refleksine sırtını dayıyorsa, yanmışız gülüm keten helva. Ürkütücü ve acıklı.

Kaynak: EZGİ BAŞARAN / RADİKAL 14 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder