16 Kasım 2012 Cuma

Diyarbakır Barosu: “Ölüm Oruçları” Sonlandırılsın!

Baro Genel Kurulu öncesinde Divan Başkanı Sabahattin Korkmaz, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekmek için bir açıklama yaptı. 

Diyarbakır Barosu, genel kurul öncesi bir açıklama yaparak cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekti. Divan Başkanı Sabahattin Korkmaz, “Cezaevlerinden bir tek ölümün çıkmaması için tüm tarafları daha sorumlu ve sağduyulu davranmaya, ölümlerin olmaması için makul bir yerde uzlaşmaya çağırıyoruz” dedi. Diyarbakır Barosu’nun genel kurulu Cegerxwin Kültür Merkezi’nde başladı. Baro Genel Kurulu öncesinde Divan Başkanı Sabahattin Korkmaz, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekmek için bir açıklama yaptı.

Hükümetin son yıllarda sorunları daha da çıkmaz hale getirdiğini belirten Korkmaz, “Kürt – Kürdistan meselesi, imparatorluktan devralınan en az yüz yıllık bir meseledir. Ne askeri ve siyasi operasyonlar ne de ret ve inkarla bu mesele çözülmez. Bu yaklaşımda ısrar bu ülkede yaşayan kimsenin yararına değildir. Ana dilde savunma, ana dilde eğitim, Kürt kimliğinin tanınması, yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması, Kürt milletinin kendi geleceği üzerinden söz ve karar sahibi olması ve kendi kedini yönetme hakkı meşru taleptir. Bu mesele ancak eşitlik temelinde barışçıl ve siyasi müzakerelerle çözülür” dedi.

Tutukluların taleplerinin gerek Baro gerekse Kürt hukukçu ve avukatlarının ortak talepleri olduğunu ifade eden Korkmaz, şöyle devam etti: “Ancak ne sebeple olursa olsun ölüme ve öldürmelere de karşıyız. Açlık grevlerinin ölüm gibi trajik bir sonuca ulaşmamasını diliyoruz. Bunun için herkesten bütün taraflardan azami duyarlılık bekliyoruz. Öncelikle hükümetin bu makul ve meşru talepleri bir an önce kabul edip açlık grevlerini sonuçlandırması gerekir. Bu sadece bir halkın temsili değil, gecikmiş bir borcun ifasıdır. Ancak hükümet hiçbir adım atmazsa da açlık grevinde bulunan tutsakların eylemlerini ölüme vardırılmamasını talep ediyoruz. Zira hiçbir hak yaşama hakkından daha değerli ve üstün değildir. Bütün hakların öznesi olan yaşama hakkı üzerinden hak pazarlığı yapılmamalıdır. Cezaevlerinde bir tek ölümün çıkmaması için tüm tarafları daha sorumlu ve sağduyulu davranmaya, ölümlerin olmaması için makul bir yerde uzlaşmaya çağırıyoruz”

Korkmaz, 700 yakın Kürt tutuklunun ‘Ana dilde eğitim’, ‘Kürtçe savunma’ ve ‘Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması’ talebiyle başlattıkları ve ölüm orucuna dönüşen açlık grevlerinin bugün 54′ncü günü olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bugün bu eyleme son verilirse bile, bu insanların bedeni üzerinde telafi edilemez hasarların oluşacağı muhakaktır. Ne yazık ki, bu gencecik insanların sağlıklarını koruyamadık. Bu hal ölümden beter bir durumdur. Ama ölümleri mutlaka önlenmelidir. İnsanlık vicdanında bunun vebali büyüktür. Tarih sorumlu olanlarla mutlaka hesaplaşacaktır. Tutukların talepleri tamamen haklı, meşru, masum ve demokratik taleplerdir. Bu taleplerden ‘Kürtçe savunma’ ve ‘Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması’ her tutuklunun adil yargılama hakkının bir parçasıdır. Herhangi bir yasal düzenlemeyi dahi gerektirmeyen, tamamen uygulamadan kaynaklı keyfiyetin yol açtığı sorunlardır. Ak Parti isterse bu sorunları bir günde aşabilir.”

Korkmaz, “ölüm oruçlarıyla hedeflenen maksadın kamuoyu duyarlılığı olduğunu ve bunun kısmen gerçekleştiğini de belirterek “ölüm oruçları”nın sonlandıırlmasını talep etti.

Açıklamadan sonra avukatlar kültür merkezinin önünde 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemden sonra avukatlar oy kullanmak için salona geçti.

Kaynak: haberdiyarbakir.com 04 Kasım 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder