Türk bayrağı yerine, olması gereken Kürdistan Bayrağının
kongre salonunda bulundurulması Hak-Par’ın söylemleri/ amacıyla
uyumluydu ve tüm Kürdler açısından da anlamlı, değerliydi kuşkusuz.
Yakın zamanda gerçekleşen BDP kongresinde Türk Bayrağının asılmış
olması, Öcalan’ı kutsama dışında hiçbir mesajın verilmemesi ve
Kürdistani hiçbir simgenin olmaması, Hak_Par’ın Kürdistan Bayraklı
kongresini daha da anlamlı kıldı.
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) 5. olağan kongresini
gerçekleştirdi. Yapılan oylama sonucu Kemal Burkay, Hak-Par’ın yeni
genel başkanı oldu. Hak-Par’ın Ankara Kocatepe Kültür Merkezi’nde
yapılan kongresi, bir Kürd Partisine yakışan görüntülere sahne oldu.
Türk bayrağı yerine, olması gereken Kürdistan Bayrağının kongre
salonunda bulundurulması Hak-Par’ın söylemleri/amacıyla uyumluydu ve tüm
Kürdler açısından da anlamlı, değerliydi kuşkusuz.
Yakın zamanda gerçekleşen BDP kongresinde Türk Bayrağının asılmış
olması, Öcalan’ı kutsama dışında hiçbir mesajın verilmemesi ve
Kürdistani hiçbir simgenin olmaması, Hak-Par’ın Kürdistan Bayraklı
kongresini daha da anlamlı kıldı. Pratikte radikal olmak ile
düşüncede/söylemde radikal olmak farklı şeylerdir ve bu iki kongre bu
farkı bir kez daha gösterdi. Siyasi partiler sadece olumlanmayı
istedikleri için, eleştirilere karşı pek hoşgörülü olamıyorlar. Ancak
Özgür Bireyler Topluluğu olarak doğruyu alkışlarken, gördüğümüz
yanlışları da tereddüt etmeden ifade eden bir anlayışa sahip olduğumuz
için Hak-Par’ın artı ve eksilerini birlikte değerlendireceğiz…
Hatırlanacağı gibi iki yıl önceki Hak-Par kongresi de çok güzel,
Kürdi ve anlamlı görüntülere sahne olmuştu. Ey Reqip’in okunmuş olması
ve kongrenin Kürdi renklerinin ön planda olması bütün yurtseverler
tarafından olumlanmıştı. Hak-Par 4. Kongresinden sonra da Kürdistan’da
farklı bir ses, farklı bir renk olarak birçok insanda umut yaratmıştı…
Hak-Par’ın “birlik” adı altında PKK/BDP politikalarına alet olması
sadece farklı Kürdler tarafından değil, Hak-Par içindeki birçok
yurtsever tarafından da eleştirilmişti. BDP ile yapılan “ittifak” ve
Hak-Par yöneticilerinin Qandil ziyareti haklı eleştirilere neden olmuş,
Hak-Par alternatif bir hareket olmaktan tamamıyla uzaklaşmış ve BDP’nin
yedeğine düşmüştü…
Aynı süreçte, yani Hak-Par’ın “birlik” içinde yer aldığı dönemde
PKK/BDP, Kemal Burkay’a yönelik saldırılarda sınır tanımıyordu ve
“ajan”, “hain”, “AKP’nin adamı” gibi ağır suçlamalarda bulunuyorlardı.
Bu durumu ısrarla işledik ve Hak-Par içindeki çelişkileri, ikiliği ve
çatışmayı okuyucularımızla paylaştık. Bilindiği gibi siyasi partiler
yaşadıkları iç sorunları genelde gizlerler ve en büyük çatışmaları
yaşadıklarında bile kamuoyu önünde “birlik, beraberlik” görüntüsü
verirler. Ne yazık ki Hak-Par da bu geleneği bozmadı ve yaşanan iç
hesaplaşmanın dışarıya yansıtmamak için özel bir çaba sarf etti. Dahası,
bu çatışmayı, çelişkili durumu dillendirenlere (özellikle bize karşı)
karşı haksız ve çirkin saldırılarda bulunmaktan da geri kalmadılar…
Yaşananlar sadece bir iç sorun değildi.
Bir yandan Genel Başkan (Bayram Bozyel) düzeyinde yapılan “birlik”
anlaşmasıyla BDP destekleniyordu ve birlikte hareket ediliyordu; diğer
taraftan da Hak-Par tarafından desteklenen BDP, olası Genel Başkan ve
Hak-Par içinde ciddi bir kesimin “lider” olarak kabul ettiği Kemal
Burkay’a “hain” diyordu.
Yaşananlar bir tutarsızlığın, partide iki başlılığın ve bir
hesaplaşmanın somut delilleriydi. Nitekim birçok Hak-Par’lı da bizimle
aynı düşünceleri paylaşıyordu ve sıkıntılarını, Hak-Par yönetimine
yönelik eleştirilerini de bizimle paylaşıyordu. BDP ile yapılan
“birliğin” yanlış ve anlamsız olduğu kısa sürede ortaya çıktı ve bizzat
birliği gerçekleştiren Bayram Bozyel tarafından da (dolaylı da olsa) bu
yanlış karar dile getirildi; dolaylı ve utangaç bir tarzda özeleştiri
verilmiş oldu…
Hak-Par’ın 5. Kongresi de tıpkı 4. Kongre gibi olumlu ve Kürdi bir
anlayışla yapıldı. Temennimiz Hak-Par’ın Kongrede verdiği pozitif
görüntüyü pratiğine yansıtması ve 4. Kongre sonrasında yaptığı hataları,
yanlışları tekrarlamamasıdır. Hak-Par söylemlerine ve amacına uygun bir
pratik sergileyebilirse Kürd/Kürdistan Sorunu’nda önemli bir işlev
görecek ve yeniden bir umut olacaktır. Sorunların üstünü örterek değil,
onlarla yüzleşerek, hesaplaşarak ve aşarak kitlelere güven verilebilir.
Özelde Hak-Par genelde de “birlik” adı altında BDP politikalarına alet
olan tüm Kürd kişi ve kurumlarının kabul etmesi gereken bir gerçek var
ortada.
Bu gerçek, “birliğin” amacına ulaşmadığı, BDP’nin Kemalist Türk Solu
ile ittifak kurarak (HDK/HDP) bu birliği fiilen ortadan kaldırdığıdır.Bu
nedenle “birlik” içinde yer alanların yaşananlara sessiz kalarak
geçiştirmek yerine, bu süreci masaya yatırmaları ve Kürdistan kamuoyuna
duyurucu bir açıklama yapmaları gerekiyor. Böyle bir açıklama onlara
zarar vermez, aksine kaybettikleri güveni tekrar kazanmalarına katkı
sunar…
Hak-Par 4. Kongreden sonra verdiği umudun gereklerini yap(a)madı. Umarız 5. Kongrede verdiği umudun gereklerini yerine getirir…
Ulusal Sorun’a duyarlı oldukları ve bu duyarlılığı pratiklerine
yansıttıkları sürece hiçbir ayırım yapmadan tüm Kürd/Kürdistan
yapılarını desteklemeye, bu amaçtan saptıklarını düşündüğümüzde de en
sert şekilde eleştirmeye devam edeceğimizi bir kez daha belirtirken;
Hak-Par’ın yeni dönemde Ulusal Haklar noktasında kararlı ve net bir
duruş sergilemesini umuyor ve kendilerine başarılar diliyoruz…
Kaynak: Nasname.com (Özgür Bireyler Topluluğu) 04 Kasım 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder