Dünya yeniden karışıyor. Her karmaşa Kürtler için “Umut” anlamına geliyor.
“Bilgiye sevdiğim için ulaşabiliyorum” sözü Tolstoy’a ait. Kürtler’in
yaşamı sevdikleri için, bilinçleştiklerine, belki de Küba halkının
yanında, küremizin bilinçli hakları arasında olduğuna tanık oldum.
“Umut, yelkenli’nin zirvesi denizde kaybolduğunda ve su üstünde son
parmak hareketi görüldüğünde, başlar” sözü de Alman Feylezofu ve sosyal
bilimcisi Ernst Bloch’a ait. Her deniz tufanı başkalarını batırıyor.
Kürtler’in deniz yüzündeki “son parmak hereketi”, görecelidir. Tüm dünya
egemenleri Kürtler’e borçlu. Fansız ve İngiliz’ler Kürdistan’ı,
Bolşevikler’e karşı dirilen Mustafa Kemal’e pazarladılar. Burunlarından
geldi. Alman emperyalizmi, Ermeniler’in katliamında, Osmanlı’yı
destekledi.
Kürtler senaryoya ortak edildiler. Kürtler “Ermeni katili” edildiler.
Talat Paşa 1921’de Ermeni militanı Tolerya tarafından Berlin’de
cezalandırıldı. Beraat etti. Bu Almanya’nın Ermeniler’e ödediği borcun
başlangıcıydı, sonu gelmedi. Almanya uzun yıllar Türkiye’deki askeri
diktaları destekledi. Kürdistan’da savaş yürüten Tanklar Almanya’nın
Kenan Evren Cumhuriyeti’ne “hibesi” sayıldı. Ve gelinen noktada, batı
dünyasının desteğiyle kovboylaştırılan Türkiye’nin başındaki adam,
Almanya’nın başta gelen Vakıflarını “teröristlere destek” vermekle itham
etti.
Sessiz bir dönem başladı.
Krizin derinleşmesinden Kürtler faydalanacaklar.
Türkiye, Amerika’ya “göbekten bağlı”.
Türkiye’de başgösteren Osmanlı histerisi, Amerika’yı Türkiye’ye takoz
koymaya zorlayacak. Erdoğan Araplar’ın çoğunlukta olduğu Ortadoğu
dünyasında, ABD merkezli “İslam Konsepti’nin Halifesi” ilan edildi. Ömrü
uzun sürmedi. Osmanlı kılıcı kullanmakta gecikmedi ve tüm Arap
ülkeleriyle arasını bozdu. Son olarak “Ecdadlarımız” hikayesiyle
birlikte, tarihi post travmatik rahatsızlıkların belirmesine yol açtı.
Ömrü uzun olmayacak. Çünkü Mursi çıktı. Mursi çılgın olabilir;
bileyecekler ve yıllar sonra, Mursi yeni dönemin “parlayan İslam
yıldızı” olabilir. Maliki, Kürdistan’a saldırı için hazırlık yaptı.
Ancak karşısına, “Soran Bölgesi Kralı” Talabani çıktı. İlk çıkışında,
“66’nın haini”ni andiran sözler söyledi: “Kürdistan ilan edilirse, Soran
Bölgesini dışta tutarız” gibi anlaşılmayan şeyler söyledi.
Sonra Hewler’de Barzani ile görüştü.
Maliki ve Talabani Tahran nabızlıdırlar…
Tahran’ın da sonu gelecek.
Sonuçta. Güney Kürdistan ayakta. Güneybatı Kürdistan, Akdeniz’e
açılan yola yakın. Ve Obama’nın yeni “siyasi tugayı”, daha sert bir dil
kullanmak mecburiyetinde kalabilir. Bu da emperyalizmin dili. Ama
Tiranlar, başka Tiranlar’ı devirdiklerinde, o ülkelerin emekçileri, hem
çöken ve hem de yükselecek Tiran’ı devirecek “tarihi fırsat”a sahi
oluyorlar. Statü Kürdistan’ı hapsetti.
Statü sallanıyor.
Bu işin başını ABD çekse de, Kürtler ve Ortadoğu’nun diğer ezilen
halkları kurtuluşları için bu “tarihi fırsat”ı değerlendireceklerdir.
Eskiyi tanıyan Kürtler, yeniden ABD tarafından başa getirilecek
yönetimlere hayır diyecek bilince sahipler. Yine de, “Köle Kürtler”den
pay kaptıkları için, Türkiye’deki egemenlere karşı ayaklanmayan Türk
halkının kurtuluşunun da Kürtler’in Türkiye’de “mutlak kopması”na bağlı
olduğunu belirtmek istiyorum.
Hatırımda şöyle kalmış; Friedrich Engels yazmıştı: “İngiliz Proleteryası’nın kurtuluşu İrlanda ulusunun kurtuluşundan geçer”.
Kaynak: Selim FERAT (Yeni Özgür Politika) 07 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder