Gültan Kışanak’ın elindeki bir tarafı kırmızı boyalı harita
her şeyi açıklıyor aslında. BDP Eşbaşkanı Kışanak’ın, bütçe
görüşmelerinde bütçeden en az payı alan illerin kırmızıya boyandığı bir
haritayı göstermekle kalmadı, aynı zamanda da bir bütün olarak
Türkiye’yi değerlendirdi.
O haritadaki kırmızıya boyalı iller, bildiğiniz gibi Kürt
illeri. Kürtlerin isyanının nedeni yoksulluk değil ama şu çok açık ki,
Kürtler neden yoksul bırakılıyorlarsa, onun için de isyan ediyorlar.
Kışanak, gelir dağılımından Roboski’ye, Batman, Siirt, Mardin
operasyonlarından cenazelere işkenceye, sokaktaki işkenceden
dokunulmazlık tartışmalarına, Kürtlere dönük devasa bir ayrımcılık, yok
sayma, baskı, şiddet politikalarını teşhir etti.
Kışanak konuşmasında sadece Kürtlerden değil, kadınlardan,
Alevilerden, işçilerden, köylülerden de söz etti, bir nevi Türkiye’nin
fotoğrafını çekti. İşte ezilenler açısından BDP’nin Meclis’te
bulunmasının en önemli gerekçesi de bu, egemenlerin BDP’siz bir Meclis
istemesinin nedeni de bu.
Bugün Türkiye’de canı yanan her kesim, oy vermese bile kendi
sorunlarını en iyi BDP’nin sahipleneceğini biliyor. Örneğin Aleviler.
Büyük bir çoğunluğunun CHPíye oy verdiği sır değil ama Aleviler de
biliyorlar ki, ancak BDP’nin savunduğu laiklik, bütün mezheplerin eşit
ve özgür olarak yaşamasının garantisi olabilir. BDP’nin savunduğu
cinsiyet özgürlüğü perspektifi kadınların özgürlüğünün önünü açabilir.
BDP’nin önerdiği ekolojik toplum derelerimizi, tarihi değerlerimizi,
toprağımızı, suyumuzu koruyabilir. Hakları en çok gasp edilenlerin LGBT
bireylerin, Romanların, engellilerin de taleplerini en iyi bilen, en iyi
çözüm geliştiren parti BDP. İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü
demokratik siyaset gibi temel özgürlük alanlarının savunucusu da BDP,
gelir dağılımında adaletin, sosyal hakların savunucusu da. Çünkü BDP’nin
demokratik siyaset anlayışı, bütün toplumsal gruplara hükmetmeye
çalışan, onların taleplerini eğip bükerek devleti merkeze alarak
şekillendiren egemen siyaset anlayışının reddine dayanıyor. Demokratik
siyaset, bütün toplumsal grupların kendilerini ifade etme ve kendi
geleceklerini belirleme hakkını savunuyor. O yüzden de tüm ezilenler
için bütünlüklü ve tutarlı bir program önerebiliyor.
Sanmayın ki, Kışanak konuşurken Başbakan, Şemdinli karşılaşması
nedeniyle salondan çıktı. O hem Kürtlerin haritasıyla, hem de
Türkiye’nin fotoğrafıyla yüzleşmek istemedi. Çünkü Meclis kürsüsünde
bunu yapabilecek biricik siyasi partinin BDP olduğunu biliyor.
BDP bunu hangi koşullarda yapıyor?
Sadece son günlere bir bakın, Siirt, Batman, Mardin, ardından
İstanbul, sonra Dersim, belki bu satırları okurken başka bir il,
binlerce siyasetçinin, yerel yöneticinin tutuklandığı, altı
milletvekilinin tutuklu bulunduğu bir ortamda yapıyor.
Büyük medya ambargosuna, tersinden medya kışkırtmasına rağmen konuşuyor.
Hazineden alması gereken pay verilmediğinden büyük mali zorlulara rağmen çalışıyor.
Peki nasıl yapabiliyor?
BDPínin gücünün arkasında üç temel faktör var. Birincisi haklılığı,
ikincisi Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya gerçek bir çözüm ve eşitlik öneren
siyasi yaklaşımı, üçüncüsü halkın örgütlü gücü.
İlk ikisi zaten kesin olarak var. Halkın örgütlü gücü meselesi
gerçekten çok önemli. BDP’nin dün yayınladığı sonuç bildirgesinde altını
çizdiği gibi, dört parçadaki Kürtlerin kaderi hiç birbirine bu kadar
bağlı olmamıştı. Bugün Rojovaínın örgütlü ve kararlı duruşu ile
kazanımları bizim, bizim örgütlü ve kararlı duruşumuzla kazanımlarımız
Rojovada’ki halkımızın duruşu ve kazanımı olacaktır.
Kürtlerin kazanımı ise Türkiye ve Ortadoğu halklarının kazanımı olacaktır.
Tarih bugün omuzlarımıza ağır ama onurlu bir yük yüklüyor.
Özgürlüğümüzü kendi ellerimizle kazanacağız. Onun için de dünden daha
örgütlü, dünden daha kararlı olacağız. Şimdi en önemli görev hızla
tutuklanan arkadaşlarımızın yerini doldurmalıyız. Kendimiz için, Rojova
için, Türkiye ve Ortadoğu halkları için…
Filiz KOÇALİ
Kaynak: ozgur-gundem.com 12 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder