Zana: ‘kuzey kürdistan kürtleri, türkiye’nin demokratikleşme sürecinin en önemli faktörü’ Diyarbakır milletvekili Leyla Zana, Avrupa Parlamentosu’nda
düzenlenen “Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” konferansında açılış
konuşması yaptı.
Leyla Zana, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 9. kez düzenlenen “Avrupa
Birliği, Türkiye ve Kürtler” başlıklı konferansta açılış konuşması
yaptı.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Aysel
Tuğluk’un da katıldığı konferansı Türkiye’den izleyen gazeteciler
arasında Nuray Mert, Cengiz Çandar ve Ali Bayramoğlu bulunuyor.
Tercüman olmayışı nedeniyle konuşmasını Kürtçe değil Türkçe yapmak
durumunda kalan Zana, konuşmasının başında, “Avrupa Birliği de halkları
değil devletleri esas alan bir yaklaşımla Kürtçe tercüme sorununu
aşamadığı için bir Kürt olarak Türkçe konuşuyorum. Ben de doğru
anlaşılmak adına ana dilim dışında bir dil kullanmak zorundayım” dedi.
“Dokunulmazlıkların kaldırılması tehdidi, güven ortamının önündeki en büyük engellerin başında geliyor”
Kürtlerin özgürlük çağrısının Avrupa tarafından dikkate alınması
gerektiğini belirten Zana, “Batı Kürdistan, Baas ve Esad zulmünden kaçan
tüm insanların sığınacağı bir bölge olmaya adaydır. Doğu Kürdistan
Kürtleri, İran rejiminin idamlarını göze alarak özgürlük taleplerini
seslendirmeye devam ederken, Kuzey Kürdistan Kürtleri ise Türkiye’nin
demokratikleşme sürecinin en önemli faktörü olarak hem Türkiye
siyasetini hem de Ortadoğu siyasetini etkiliyorlar. Son dönemde Irak
merkezi yönetiminin, tâbi olduğu anayasayı ihlal ederek Kürt bölgesine
asker ve silah yığması kaygı verici” dedi.
Zana sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye Kürtlerinin ülkenin içinde
bulunduğu krizde çatışmanın tarafı olmaması, sabır ve olgunlukla
müzakere yöntemlerini kullanması desteklenmesi gereken bir sorumluluk
örneğidir. Türkiye’de ise en son olarak Kürt milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik tehdit, güven ortamının
sağlanması önündeki en büyük engellerin başında geliyor.”
“Alınan birkaç palyatif tedbir karşısında Kürtlerin meşru taleplerinden vazgeçmesi beklenmemeli”
Konuşmasında Türkiye’deki açlık grevleri sürecine de değinen Zana, şunları söyledi:
“Açlık grevlerinin son bulması ise kalıcı bir barışın sağlanmasına
yönelik umutları yeniden gündeme getirmiştir. Sorunun muhataplarıyla
diyalog ve müzakere içinde çözülmesine yönelik umutları artırmıştır. Bu
amaçla hükümetin, bir an önce meselenin diyalog ve müzakere yoluyla
çözümüne yönelik çözüm önerilerini, tüm tarafların etkin katılımının
sağlanacağı bir barış projesi çerçevesinde hayata geçirmesi
gerekmektedir. Alınan birkaç palyatif tedbir karşısında Kürtlerin tüm
meşru taleplerinden vazgeçmesi beklenmemeli.
21. yüzyılda Kürt halkı
mutlaka bir statüye kavuşmalı; aksi takdirde ‘kendi kaderini tayin
hakkı’ da dahil olmak üzere, sözleşmelerin gereğini gündemimize almak
zorunda kalabiliriz. Bu amaçla kesintiye uğrayan Oslo sürecini, adı Oslo
olmasa da yeniden şeffaf bir şekilde devam ettirecek siyasi iradenin
sergilenmesini bekliyoruz. Kürt meselesinin çözümünde genel strateji
Öcalan ile, silah konusu PKK ile, anayasa ve yasal düzenlemeler ise BDP
ve diğer tüm Kürt politik çevrelerle konuşulmalı ve artık kabul edilmeli
ki Öcalansız savaş olabiliyor ama barış olamıyor. Bu da Sayın Ahmet
Altan’ın sözüdür; severek buraya yerleştirdim.”
Kaynak: imc-tv.com 06 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder