6 Aralık 2012 Perşembe

Zana, “Avrupa Birliği, Türkiye Ve Kürtler” Konferansında

Zana: ‘kuzey kürdistan kürtleri, türkiye’nin demokratikleşme sürecinin en önemli faktörü’ Diyarbakır milletvekili Leyla Zana, Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” konferansında açılış konuşması yaptı.

Leyla Zana, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 9. kez düzenlenen “Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” başlıklı konferansta açılış konuşması yaptı.

 Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk’un da katıldığı konferansı Türkiye’den izleyen gazeteciler arasında Nuray Mert, Cengiz Çandar ve Ali Bayramoğlu bulunuyor.

Tercüman olmayışı nedeniyle konuşmasını Kürtçe değil Türkçe yapmak durumunda kalan Zana, konuşmasının başında, “Avrupa Birliği de halkları değil devletleri esas alan bir yaklaşımla Kürtçe tercüme sorununu aşamadığı için bir Kürt olarak Türkçe konuşuyorum. Ben de doğru anlaşılmak adına ana dilim dışında bir dil kullanmak zorundayım” dedi.

“Dokunulmazlıkların kaldırılması tehdidi, güven ortamının önündeki en büyük engellerin başında geliyor”

Kürtlerin özgürlük çağrısının Avrupa tarafından dikkate alınması gerektiğini belirten Zana, “Batı Kürdistan, Baas ve Esad zulmünden kaçan tüm insanların sığınacağı bir bölge olmaya adaydır. Doğu Kürdistan Kürtleri, İran rejiminin idamlarını göze alarak özgürlük taleplerini seslendirmeye devam ederken, Kuzey Kürdistan Kürtleri ise Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin en önemli faktörü olarak hem Türkiye siyasetini hem de Ortadoğu siyasetini etkiliyorlar. Son dönemde Irak merkezi yönetiminin, tâbi olduğu anayasayı ihlal ederek Kürt bölgesine asker ve silah yığması kaygı verici” dedi.

Zana sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye Kürtlerinin ülkenin içinde bulunduğu krizde çatışmanın tarafı olmaması, sabır ve olgunlukla müzakere yöntemlerini kullanması desteklenmesi gereken bir sorumluluk örneğidir. Türkiye’de ise en son olarak Kürt milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik tehdit, güven ortamının sağlanması önündeki en büyük engellerin başında geliyor.”

“Alınan birkaç palyatif tedbir karşısında Kürtlerin meşru taleplerinden vazgeçmesi beklenmemeli”

Konuşmasında Türkiye’deki açlık grevleri sürecine de değinen Zana, şunları söyledi:

“Açlık grevlerinin son bulması ise kalıcı bir barışın sağlanmasına yönelik umutları yeniden gündeme getirmiştir. Sorunun muhataplarıyla diyalog ve müzakere içinde çözülmesine yönelik umutları artırmıştır. Bu amaçla hükümetin, bir an önce meselenin diyalog ve müzakere yoluyla çözümüne yönelik çözüm önerilerini, tüm tarafların etkin katılımının sağlanacağı bir barış projesi çerçevesinde hayata geçirmesi gerekmektedir. Alınan birkaç palyatif tedbir karşısında Kürtlerin tüm meşru taleplerinden vazgeçmesi beklenmemeli. 

21. yüzyılda Kürt halkı mutlaka bir statüye kavuşmalı; aksi takdirde ‘kendi kaderini tayin hakkı’ da dahil olmak üzere, sözleşmelerin gereğini gündemimize almak zorunda kalabiliriz. Bu amaçla kesintiye uğrayan Oslo sürecini, adı Oslo olmasa da yeniden şeffaf bir şekilde devam ettirecek siyasi iradenin sergilenmesini bekliyoruz. Kürt meselesinin çözümünde genel strateji Öcalan ile, silah konusu PKK ile, anayasa ve yasal düzenlemeler ise BDP ve diğer tüm Kürt politik çevrelerle konuşulmalı ve artık kabul edilmeli ki Öcalansız savaş olabiliyor ama barış olamıyor. Bu da Sayın Ahmet Altan’ın sözüdür; severek buraya yerleştirdim.”

Kaynak: imc-tv.com 06 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder