Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların, tarihi
konularda bilinç edinmek için yaptıkları grup çalışması ve çalışmada
kullandıkları yöntem açısından cezaevi idaresinin engelleyici ve
cezalandırıcı uygulamalarıyla karşı karşıya geldikleri belirtildi.
Tutsaklar, harita üzerinde toplumların tarihsel süreçlerine dayanan
bilgilerden yola çıkarak, Kürdistan ve Mezopotamya gibi isimlerle yeni
çizimler oluşturdu. Yapılan baskınlar sırasında bulunan bu çalışmalara
cezaevi idaresi el koyarak, çalışmaya katılan tutsaklara 11 gün hücre
cezası verdi.
İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuran tutsaklardan Sedat Usal’ın ablası
Gülçin Usal, kardeşini ziyaret ettiği açık görüş sırasında konudan
haberdar olduğunu belirterek, “Kardeşimle birlikte Amasya Cezaevi’nde
kalan tutsak arkadaşları, kendi aralarında bir çalışma yapıyorlar. Bir
dünya haritası çiziliyor. Bu haritaya Türkiye, Mezopotamya, Avrupa,
Kürdistan isimleri yazılıyor. Sonra baskın yapılıyor hücreye. Baskın
sırasında bulunan haritalara el konulduğu gibi, 11 gün hücre cezası
veriliyor. Hücre cezasını verilme nedeni, özellikle de bazı bölgelerin
karalanması; Mezopotamya Kürdistan gibi isimlerin yer almasıdır” dedi.
Usal, tutsakların tarihsel süreçlere ilişkin bir çalışma
yaptıklarının altını çizerek, “Bu olabildiğince bütün dünya tarihini
anlatan bir çalışma. Zaten kullanılan malzeme de bir dünya haritası. Bu
haritada bütün bölgeler yer alıyor. Haritada Kürdistan ve Mezopotamya
isimlendirmelerin yapılması, çizimlerle belirgin hale getirilmiş olması,
yani o bölgeler üzerinde çalışma yapılmış olması yasadışı görüldüğü
için 11 gün hücre cezası vermişler” dedi. Konu hakkında cezaevi idaresi
ile görüşmediklerini belirten Usal, “Cezaevi idaresi ile görüşmedik.
Zaten bu gibi konularda sizinle görüşmüyorlar, muhatap almıyorlar”
diyerek daha önce bu tür girimlerin sonuçsuz kaldığına vurgu yaptı.
’1980 dönemini aratmıyor’
Kardeşi ve kendisi ile birlikte kalan tutsaklara verilen hücre
cezasının yanı sıra Amasya Cezaevi’nde ileri boyutlarda hak ihlallerinin
yaşandığını, cezaevi idaresinin aşırı keyfi muamelelerde bulunduğunu
söyleyen Usal, “Amasya Cezaevi, hak ihlallerinin çok yoğun yaşandığı bir
cezaevi. Neredeyse 1980′li dönemleri aratmıyor. Örneğin yazın soğuk
suyun, kışın ise sıcak suyun verilmemesi tutsaklar açısından çok büyük
bir problem. Mesela telefon görüşmelerinde tekmil verilmesi, çok büyük
bir problem. Tutsaklar tekmil vermeyince, iletişim cezasına kadar
gidebiliyor. Kıyafet! Mesela her şeyden iki tane götürebiliyoruz. Üçüncü
bir şey göndermeniz için, onun size bir tane geri vermesi gerekiyor.
Uzak yer olduğu için sadece açık görüşe gidebiliyoruz. Görüş sadece 30
dakika ve açık görüşte kıyafet götürmek yasak. Her seferinde kargo ile
göndermek zorunda kalıyoruz. Kaybolabiliyor. Yerine ulaşamayabiliyor.
Geri geliyor. Bu konularda da problemler yaşabiliyoruz” dedi.
Cezaevinde tutsaklara gösterilen muamelenin, benzer yöntemler
kullanılarak görüş ziyaretleri sırasında yakınlarına da gösterildiğini
sözlerine ekleyerek konuşmasını sürdüren Usal, “Aileler geliyor onca yol
geliyor. Yol sıkıntısı malum. Basit nedenlerden dolayı
görüştürülmeyebiliyorlar. Mesela anne ya da babanın ayağında platin
varsa, x-ray cihazından geçtiği için ötüyor ve o aileler onca yolu
görüşmeden geri gelebiliyorlar” diye belirtti. Usal, tutsakların
yakınlarına yönelik bu tür engelleyici davranışların, tutsaklara karşı
bir yalnızlaştırma politikası olduğuna vurgu yaptı.
‘Açık bir faşizm’
Cezaevindeki tutsaklara yaklaşımın gündemdeki gelişmelerle ilişkili
bir politika olarak yaşama geçtiğini belirten Usal “Gündemdeki
gelişmelerden dolayı bir faşizm var. Açık bir faşizm. Her yerde
yaşıyoruz bunu. Ama bu durum en çok cezaevlerindeki insanlara
dayatılıyor. Sindirmek amaçlı. Daha çok orda ki insanları tahakküm
altına almak için bu gibi hak ihlalleri yapılıyor. Dışarıda da aynı
faşizm var, ama dört duvar arasında bu faşizmin uygulanması daha ağır
olabiliyor” dedi.
Tutsakların 11 gün günlük hücre cezasına çarptırılması ile ilgili İHD
Diyarbakır Şubesi’ne başvuran Usal, hukuki yardım talebinde bulundu.
Kaynak: yuksekovahaber.com 13 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder