15 Aralık 2012 Cumartesi

Haritada ‘Kürdistan’ı Gösteren Tutuklulara Hücre Cezası

Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların, tarihi konularda bilinç edinmek için yaptıkları grup çalışması ve çalışmada kullandıkları yöntem açısından cezaevi idaresinin engelleyici ve cezalandırıcı uygulamalarıyla karşı karşıya geldikleri belirtildi. 

Tutsaklar, harita üzerinde toplumların tarihsel süreçlerine dayanan bilgilerden yola çıkarak, Kürdistan ve Mezopotamya gibi isimlerle yeni çizimler oluşturdu. Yapılan baskınlar sırasında bulunan bu çalışmalara cezaevi idaresi el koyarak, çalışmaya katılan tutsaklara 11 gün hücre cezası verdi.

İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuran tutsaklardan Sedat Usal’ın ablası Gülçin Usal, kardeşini ziyaret ettiği açık görüş sırasında konudan haberdar olduğunu belirterek, “Kardeşimle birlikte Amasya Cezaevi’nde kalan tutsak arkadaşları, kendi aralarında bir çalışma yapıyorlar. Bir dünya haritası çiziliyor. Bu haritaya Türkiye, Mezopotamya, Avrupa, Kürdistan isimleri yazılıyor. Sonra baskın yapılıyor hücreye. Baskın sırasında bulunan haritalara el konulduğu gibi, 11 gün hücre cezası veriliyor. Hücre cezasını verilme nedeni, özellikle de bazı bölgelerin karalanması; Mezopotamya Kürdistan gibi isimlerin yer almasıdır” dedi.

Usal, tutsakların tarihsel süreçlere ilişkin bir çalışma yaptıklarının altını çizerek, “Bu olabildiğince bütün dünya tarihini anlatan bir çalışma. Zaten kullanılan malzeme de bir dünya haritası. Bu haritada bütün bölgeler yer alıyor. Haritada Kürdistan ve Mezopotamya isimlendirmelerin yapılması, çizimlerle belirgin hale getirilmiş olması, yani o bölgeler üzerinde çalışma yapılmış olması yasadışı görüldüğü için 11 gün hücre cezası vermişler” dedi. Konu hakkında cezaevi idaresi ile görüşmediklerini belirten Usal, “Cezaevi idaresi ile görüşmedik. Zaten bu gibi konularda sizinle görüşmüyorlar, muhatap almıyorlar” diyerek daha önce bu tür girimlerin sonuçsuz kaldığına vurgu yaptı.

’1980 dönemini aratmıyor’

Kardeşi ve kendisi ile birlikte kalan tutsaklara verilen hücre cezasının yanı sıra Amasya Cezaevi’nde ileri boyutlarda hak ihlallerinin yaşandığını, cezaevi idaresinin aşırı keyfi muamelelerde bulunduğunu söyleyen Usal, “Amasya Cezaevi, hak ihlallerinin çok yoğun yaşandığı bir cezaevi. Neredeyse 1980′li dönemleri aratmıyor. Örneğin yazın soğuk suyun, kışın ise sıcak suyun verilmemesi tutsaklar açısından çok büyük bir problem. Mesela telefon görüşmelerinde tekmil verilmesi, çok büyük bir problem. Tutsaklar tekmil vermeyince, iletişim cezasına kadar gidebiliyor. Kıyafet! Mesela her şeyden iki tane götürebiliyoruz. Üçüncü bir şey göndermeniz için, onun size bir tane geri vermesi gerekiyor. Uzak yer olduğu için sadece açık görüşe gidebiliyoruz. Görüş sadece 30 dakika ve açık görüşte kıyafet götürmek yasak. Her seferinde kargo ile göndermek zorunda kalıyoruz. Kaybolabiliyor. Yerine ulaşamayabiliyor. Geri geliyor. Bu konularda da problemler yaşabiliyoruz” dedi.

Cezaevinde tutsaklara gösterilen muamelenin, benzer yöntemler kullanılarak görüş ziyaretleri sırasında yakınlarına da gösterildiğini sözlerine ekleyerek konuşmasını sürdüren Usal, “Aileler geliyor onca yol geliyor. Yol sıkıntısı malum. Basit nedenlerden dolayı görüştürülmeyebiliyorlar. Mesela anne ya da babanın ayağında platin varsa, x-ray cihazından geçtiği için ötüyor ve o aileler onca yolu görüşmeden geri gelebiliyorlar” diye belirtti. Usal, tutsakların yakınlarına yönelik bu tür engelleyici davranışların, tutsaklara karşı bir yalnızlaştırma politikası olduğuna vurgu yaptı.

‘Açık bir faşizm’

Cezaevindeki tutsaklara yaklaşımın gündemdeki gelişmelerle ilişkili bir politika olarak yaşama geçtiğini belirten Usal “Gündemdeki gelişmelerden dolayı bir faşizm var. Açık bir faşizm. Her yerde yaşıyoruz bunu. Ama bu durum en çok cezaevlerindeki insanlara dayatılıyor. Sindirmek amaçlı. Daha çok orda ki insanları tahakküm altına almak için bu gibi hak ihlalleri yapılıyor. Dışarıda da aynı faşizm var, ama dört duvar arasında bu faşizmin uygulanması daha ağır olabiliyor” dedi.

Tutsakların 11 gün günlük hücre cezasına çarptırılması ile ilgili İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuran Usal, hukuki yardım talebinde bulundu.

Kaynak: yuksekovahaber.com 13 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder