İngiliz Economist Dergisi’nde yer alan bir makalede Irak merkezi
hükümeti ile Kürdistan Bölgesi arasındaki gerilimin düzeyine dikkat
çekmek için, Kerkük’te karşılıklı gergin bir bekleyiş içinde olan Irak
ordusu ile Pêşmergeleri örnek gösteriliyor ve bir Kürd subayın “Tek bir
Pêşmerge ölürse, bu bizim için savaştır” dediğini aktarıyor.
Dengê azad´com´da yer verilen haberin ayrıntısında şunlar
kaydedildi:”Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesi ilişkilerinin ele
alındığı yazıda, bu güçlerin, petrol konusunda yaptıkları hamlelerin
tehlikeli olduğuna dikkat çekiliyor.
Bir zamanlar küresel piyasalara günde 1.6 milyon varil Irak petrolü
taşıyan Kerkük-Yumurtalık boru hattının, Türkiye ve Irak’ı birbirine
muhtaç kılarak iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirdiğini belirten
Economist, aradaki dengenin son dönemlerde, üçüncü bir gücün, Iraklı
Kürtlerin de denkleme dahil olmasıyla sarsıldığını belirtiyor.
Mücadele de hangi tarafın üste çıkacağının net olmadığının ifade
edildiği yazıda, Irak hükümetinin savunmada olduğu tespiti de yapılıyor.
Yazıda ayrıca, özetle şu noktalara değiniliyor; “Boru hattı sisteminin
Irak ayağı, 1990′lardan bu yana, savaşlar ve sabotajlar nedeniyle uzun
süre tam olarak işleyemez halde kaldı. Ancak Türkiye Kerkük-Ceyhan boru
hattı projesi için yeni bir plan hazırlamış durumda. Bağdat ile
ilişkileri gerginleşen ülke, Hewlêr’deki Kürdistan Bölge Hükümeti ile,
Türkiye’nin büyüyen ekonomisinin büyük ihtiyaç duyduğu petrol ve gaz
konusunda yeni ilişkiler geliştiriyor.
Devlet destekli Türk firmaları ile Batılı petrol devlerinin Kürt
bölgesindeki alt yapıya ve petrol sahalarına yatırım yapmasını içeren
geniş çaplı enerji anlaşmaları sayesinde, günde 2 milyon varil olmak
üzere Kürt petrolünün Türkiye üzerinden dünyaya taşınması söz konusu
olabilir.”
Ekonomiyle gelişen siyasi ilişkiler
Economist, artan bu ekonomik ilişkilerin, siyasi sonuçları olduğuna
da dikkati çekiyor.”Fazla uzun olmayan bir süre önceye kadar, Türk
hükümetleri hâlâ özerklik (ya da daha fazlası) için savaşan kendi Kürt
azınlığından çekindikleri için, Irak’ın özerk Kürt bölgesini neredeyse
kabul dahi etmiyordu. Bugün ise Türkiye hükümeti, Kürt yönetimi lideri
Mesut Barzani’ye, Türkiye içindeki militan Kürtleri kontrol altına alma
yolunda yardım etmesi için baskı yapıyor.
“Merkezi hükümet ile Kürt yönetimi arasında önemli bir arabuluculuk
rolü üstlenen ve kendisi de bir Kürt olan Celal Talabani’nin beyin
kanaması geçirmesi sükûnetin korunmasını daha da zorlaştırabilir.”
Irak hükümetinin, Kürt hükümetine petrolden dolayı ödemesi gereken
parayı geciktirmesinin durumu zorlaştırdığı tespitini yapan dergi, Kürt
bölgesinde çıkarılan petrolün beşte dördünden fazlasının merkezi
hükümetin kasasına gittiğini ve çıkarılan petroldeki artışın merkezi
hükümet bütçesine katkıda bulunacağını da belirtiyor.
“Tek bir peşmerge ölürse, bu savaştır”
Ancak, Economist’e göre, Kürtlerle sorun yaşayan Maliki, buna izin
vermek istemiyor. Irak’ın bölünmesinin İran’ı güçlendireceğini
hesaplayan Batılı hükümetler ise bu gerilimde Maliki’den yana
davranıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye Kürtlere verdiği
desteği azaltması konusunda yaptığı baskı da bunun bir ifadesi.
Dergi son olarak, Irak merkezi hükümeti ile Kürt yönetimi arasındaki
gerilimin düzeyine dikkat çekmek için, Kerkük’te karşılıklı gergin bir
bekleyiş içinde olan Irak ordusu ile peşmergeleri örnek gösteriyor ve
bir Kürt subayın “Tek bir peşmerge ölürse, bu bizim için savaştır”
dediğini aktarıyor.”
Kaynak: rizgari.com 24 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder