18 Aralık 2012 Salı

İdam Sehpasından Kürt Halkının Gönlüne

İDAM SEHPASI KÜRT MÜZİĞİ
Bugün Kürt müziğinin önemli seslerinden Mihemed Arif Cizrawî’nin ölüm yıldönümü. Cizrawi, Kürt kültürüne önemli katkılar sundu. Kilamlar dengbêjler tarafından gönülden söze sözden de melodilere aktarılır.

O hep yüreklere seslendi

Kürt kültürünün bugüne gelmesinin en önemli araçlarından biri de kilamlar oldu. Kilamlar kadim bir tarihe sahip Kürtlerin yaşadıklarının ifadesidir aynı zamanda. 

Kendi ülkelerinde kendi kültürü yasaklı olan  Kürt halkı en çok da kilamlara sığınmıştır. Kilamlarında kimi zaman özgürlüğü için verdiği mücadeleyi kimi zaman ülkesine olan hasretini kimi zaman sevgiliye olan özlemi kimi zaman da yaşadığı acıları dile getirir. Kürt coğrafyasında kilamlar dengbêjler tarafından gönülden söze, sözden de melodileye aktarılır. Sözlü geleneğe sahip olan Kürtlerin en önemli dengbêjlerinden biri de 1912 yılında Cizîr’de doğan Mihemed Arifê Cizrawî’dir. Kürt kültürünün yayılması ve Kürt uluslaşmasına önemli katkılar sağlayan Cizrawî, geride geniş bir arşiv bırakmıştır.

İdam cezasına çarptırıldı

Annesi Edila Xanım Cizrawî oğlunun dengbêj olmasında önemli katkı sağlar. Kendisi de kilamlar söyler. Küçük yaşlarda kilamlarla tanışan Cizrawî, sanatına yön verecek yetileri bu yıllarda almaya başlamıştır. O yıllar aynı zamanda Kürt uyanışının gerçekleştiği yıllardır. Cizrawî de küçük yaşlarda bu uyanışın içinde yerini alır. 13 yaşındayken Şeyh Sait ayaklanmasından sonra isyanı desteklediği gerekçesiyle Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı ile birlikte İstanbul’da tutuklanır. Arkadaşları ile birlikte isyanın merkezi Amed’e getirilir. O dönemde birçok kişiyi idam cezası veren İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanır. Yargılanma sonucu Seyit Abdulkadir ve 5 arkadaşı idam edilir. Cizrawî, yaşı küçük olduğu için darağacından kurtulur. Dört yıl (1925-1929) Diyarbakır Cezaevi’nde yattıktan sonra serbest bırakılır. Çıktıktan sonra kendi varlığının bilincinde olan her Kürt sanatçının başına gelen sürgün onu da bulur. Baskılara dayanamayarak Bağdat’a sürgün gitmek zorunda kalır.

Sürgün ve Bağdat Radyosu

Sürgün, Cizrawî’nin sanatını büyük oranda etkiler. Şarkılarında ülke sevgisi, halkının yiğitlikleri, sevgileri ile birlikte acılarını dile getirilir. Kendi topraklarında özgür yaşayamayan bir halkın duygu ve düşüncelerini yoğun olarak işler. Cizrawî, 1939 yılında ise Bağdat Radyosu’nun Kürtçe yayın biriminde çalışmaya başlar. Birçok şarkısı burada duyulmaya başlar. Sürgünün trajedisini burada yarattığı ürünler ile azaltmaya çalışır. Xifşê, Siwaro, Pismamo, Ez Xezalim, Koçerê gibi kilamları bu eserlerinin başında gelir. Bağdat Radyosu’nda Kürt müziğinin önemli kadın seslerinden Meryem Xan’la birlikte kumpanyalara katılır. Cizrawî, 1950’lerde Erivan Radyosu Kürtçe Bölümü’nün açılmasıyla burada programlar ve söyleşiler yapar.

Kuzey ve Güney yakınlaşır

Bağdat Radyosu, Kürt kültürünün yayılmasında temel bir işlev görmüştür. Kürt müziğinin klasikleri olarak adlandırabileceğimiz Ayşe Şan, İsa Berwarî de bu radyoda sesini duyurmaya başlar. Kültürel olarak Kürt uluslaşmasının yavaş yavaş görünür kılınmaya başladığı yıllarda bu üçlü Federe Kürdistan’ın birçok yerinde konserler verirler. Ayşe Şan’ın hayatından etkilenen Cizrawî, Şan’a atfen şarkılar da yazar. Bu yıllarla birlikte bölünen Kürt coğrafyasında kültürel bir ilişki de sağlanır. Güney ve Kuzey bu sanatçıların eserleriyle yakın bir iletişime geçer.

Geniş bir arşiv bıraktı

Cizrawî, sanatını hep halkı için icra etti. Köy köy gezip karın tokluğuna dengbêjlik yaptı. Yoksulluk onun sanatını icra etmesinin önünde engel olamadı. Cizrawî, halkını ve sanatını o kadar sever ki bir köyden çıkıp diğer köye giderken artık lime lime olmuş ayakkabısını birleştirmek için enstrümanından kopardığı tel parçalarını kullandığı ve yoluna devam ettiği söylenir. Yokluk içinde geçen yıllar aynı zamanda onun üretiminin en fazla olduğu yıllar oldu. 17 Aralık 1986 yılında 74 yaşındayken Duhok’taki bir hastanede vefat eden Cizrawî’nin ürettiği yüzlerce stran, bugün Kürt müzisyenlerinin önünde engin bir arşiv olarak duruyor.

Kaynak: ozgur-gundem.com 18 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder