Federe Kürdistan Bölgesi Hıristiyanlar için en güvenirli bölge. Kuruluşa göre Irak’tan Federe Kürdistan Bölgesine sığınan Hıristiyanların en büyük sorunu ise Kürtçe bilmemeleri.
“Open Doors” adlı kuruluşun son raporuna göre dünya çapında
100 milyon Hıristiyan tehlike altında yaşıyor. 50 tehlikeli ülkeler
listesinin 31. sırasına Türkiye’yi koyan kuruluş, Türklerin Hıristiyanları “düşmanların ajanları” olarak gördüğünü bildirdi. Federe Kürdistan Bölgesi ise Hıristiyanlar için en güvenirli bölge. Kuruluşa göre Irak’tan Federe Kürdistan Bölgesine sığınan Hıristiyanların en büyük sorunu ise Kürtçe bilmemeleri.
1955 yılında kurulan “Open Doors”, dünya çapında dini inançlarından
dolayı baskı gören Hıristiyanlara yardım eden ve uluslararası çalışan
bir sivil toplum kuruluşu. Kuruluş yıllık olarak ise Hıristiyanlara
yönelik lokal düzeyde yaşanan baskı ve şiddetten devletlerin
politikasına kadar bir çok başlıkta “tehlikeli bölgeler” haritası
çıkarıyor. 2011 haritasını açıklayan kuruluş, 50 ülkeyi ‘tehlikeli
ülkeler’ listesine koydu.
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da listenin birinci sırasında Kuzey
Kore yer aldı. K.Kore’de hiç bir şekilde Hıristiyan inancına tahammül
edilmediğini duyuran kuruluş, Hıristiyanların hapis ile ölüm cezasıyla
tehdit edildiğini ve dini vecibelerini gizli şekilde yerine
getirdiklerini bildirdi. Bu ülkede yaşayan 400 bine yakın Hıristiyan’ın
ikinci sınıf görüldüğüne dikkat çeken kuruluş, 70 bin Hıristiyan’ın
çalışma kamplarında esir tutulduğunu belirtti.
‘Tehlikeli ülkeler’ listesinde Kuzey Kore’yi ise sırasıyla şu ülkeler
izledi: Afganistan, Suudi Arabistan, Somali, İran, Maldivler,
Özbekistan, Yemen, Irak, Pakistan, Eritre, Laos, Kuzey Nijerya,
Moritanya, Mısır, Sudan, Bhutan, Türkmenistan, Vietnam, Çeçinistan, Çin,
Katar, Cezayir, Komorlar, Azerbeycan, Libya, Umman, Brunei, Fas,
Kuveyt, Türkiye, Hindistan, Myanmar.
Hıristiyan dünyasının belli başlı dini günü Neol öncesi açıklanan
“Open Doors”un bu yıllık raporunda İran, Türkiye, Suriye, Irak ve
Kürdistan bölgesine ilişkin dikkat çeken bilgiler özetle şöyle:
İRAN’DA FARSÇA DUA YASAK!
Geçen yıl listenin ikinci sırasında yer alan İran, bu yıl beşinciye
sıraya geriledi. Fakat hala İran’da Hıristiyanlık azınlık baskı altında.
2005 yılında muhafazakarların iktidara gelmesiyle başlayan baskılar,
hayatın her alanında sürüyor. Ermeni ve Asuri Hıristiyanların yaşadığı
bu ülkede kiliseler rejimin yakın takibinde. İslam dininden çıkmanın
yasak olduğu İran’da Hıristiyan olanlar ise Şeriat rejimi tarafından
ölüm cezasıyla tehdit ediliyorlar.
460 bin Hıristiyan’ın yaşadığı tahmin edilen İran’da bu dinden
olanlar sadece televizyon ve internet üzerinden dini kültürlerini takip
edebiliyorlar. Ermeni ve Asuriler ise sadece kendi dillerinde dini
vecibelerini yerine getirmelerine izin veriliyor, kilise ile
ibadethanelerde Farsça kullanmaları kesinlikle yasak. 2010′nun sonundan
2011 yılının başına kadar ise İran’da 200 Hıristiyan tutuklandı.
TÜRKİYE’DE ‘DÜŞMAN’ GÖRÜLÜYORLAR
Türkiye Cumhuriyet’inin uluslararası anlaşmaları imzalamasına rağmen
pratikte Hıristiyanlar eşit değil. Hıristiyanlık, Türk milliyetçiliğinin
ise en önemli saldırı noktası. 100 bin Hıristiyan’ın yaşadığı tahmin
edilen bu ülkede Hıristiyanlar ‘düşman güçlerin ajanı’ olarak görülüyor.
Malatya’da öldürülen 3 Hıristiyan’ın davası ise hala sonuçlanmış değil.
AKP hükümetinin Avrupa Birliği üyeliği yolunda başlattığı reformlar
ise hayata geçirilmedi, Hıristiyanlara verilen sözler tutulmadı.
Hükümet, sadece Ermeni ve Yunan-Ortodoks kilisesini resmi olarak
tanıyor. Toplum içinde ise Hıristiyanlar “düşman güçlerin ajanı” ve
“vatan haini” olarak görülüyorlar. Aynı şekilde basın ile siyaset
dünyasında da Hıristiyanlara yönelik nefret ve ırkçı söylemler var.
Kilise inşasına ise izin verilmiyor. Dini okulların açılması ve
seminerlerin verilmesi de yasak. Devlet dairelerinde çalışan
Hıristiyanlar, dinlerinden dolayı baskı görüyor. Aynı şekilde
Hıristiyanlar, işlerinden olabiliyor. Kilise ve dini cemaate girenler
“koruma ve can güvenliğinizi sağlıyoruz” gerekçesiyle yakın
polis-istihbarat takibinde. Kiliselere girip-çıkanlar ise hem polisler
ve hem de ırkçılar tarafından taciz ediliyor.
SURİYE’DE TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!
Mısır’dan sonra 1,9 milyon ile Ortadoğu’da en fazla Hıristiyan’ın
yaşadığı Suriye’de Hıristiyanlar için tehlike çanları çalıyor. Esad
rejimine yönelik başlayan protestolar ve şiddet olaylarında artık
Hıristiyanlar hedefte. Çünkü muhalif radikal İslami gruplar,
Hıristiyanları Esat rejiminin taraftarı görüyor. Şimdiye kadar Arap
ülkeleri arasında Hıristiyanların özgürce yaşabildikleri tek ülke olan
Suriye’de bu durum iç savaşın patlak vermesiyle tersine dönebilir.
EN BÜYÜK KAÇIŞ IRAK’TAN
Irak, 2 bin tarihiyle Hıristiyanlığın en eski toprakları. 1990′lı
yılların başında 1 milyondan fazla Hıristiyan’ın yaşadığı Irak’ta bu
rakam 2003 yılında 550 bine düştü. Irak savaşından en fazla etkilenen
grupların başında gelen Hıristiyanların yarısı bu ülkeden kaçtı. Geride
kalan 300 bin civarında Hıristiyan ise büyük bir korkuyla yaşıyor.
Hıristiyanlar kaçırılıyor, işkence görüyor, kiliseleri bombalanıyor.
2005′teki yeni Irak anayasasında belirtilen özgürlüklere rağmen
Hıristiyanlığa geçmek ise hala suç. Batıya ve ABD’ye kızanların ilk
hedefi ise maalesef bu ülkede yaşayan Hıristiyanlar oluyor.
Hıristiyanlara yönelik en büyük saldırı ise Ekim 2010′da Bağdat’ta bir
kilisenin bombalanmasıydı. Buradaki saldırıda 58 kişi hayatını geçmişti.
2004 yılından ise 71 kilesinin saldırıya uğradığı belirtiliyor.
KÜRTÇE BİLMEMELERİ EN BÜYÜK SORUN!
Federe Kürdistan Bölgesi ise Irak’tan kaçan Hıristiyanlar için
güvende oldukları tek bölge. Kürdistan Federe Bölge Yönetimi sınırları
içerisinde 160 bin Hıristiyan’ın yaşadığı tahmin ediliyor. Bu
topraklarda zaten 4 bin yıldır Asuri ve Keldaniler yaşıyordu. Federe
Kürdistan Bölgesinde yaşayan Hıristiyanlara en yönelik tek saldırı geçtiğimiz
yılın Aralık ayında bazı radikal İslami grupların Hıristiyanların
işyerlerini yakmasıydı.
Federe Kürdistan Bölgesine sığınan Hıristiyanlar ise buraya yerleşmiş
ve yeni bir hayat kurma çabasındalar. En büyük sorunları ise meslek
eğitimlerinin, diplomalarının burada tanınmaması ve Kürtçe bilmemeleri.
Zira bölgenin resmi dili Kürtçe ve buraya sığınan Hıristiyanlar kendi
anadilleri dışında sadece Arapça biliyorlar.
Kaynak: haberdiyarbakir.com 10 Aralık 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder