18 Nisan 2013 Perşembe

Demirtaş’ dan 3 Aşamalı Çözüm Süreci

selahattin demirtaş
Berlin’de Rojava konulu uluslararası konferansta konuşan BDP Eşbakanı Demirtaş, ‘Çözüm sürecinin hazırlık devresindeyiz’ dedi.

Demirtaş üç aşamalı çözüm sürecini şöyle özetledi: GERİ ÇEKİLME; ANAYASAL REFORM ve NORMALLEŞME SÜRECİ

ÜÇ AŞAMALI ÇÖZÜM SÜRECİ

Almanya Berlin’de yapılan Rojava konferansında konuşan Demirtaş, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş, “Üç aşamalı sürecin hazırlık devresindeyiz. Bu hazırlık yeterli düzeyde olursa Öcalan’ın çekilme çağrısı yapmasını bekliyoruz” dedi

GÜVEN İÇİN PRATİK ADIM ATILMALI

Çift taraflı ateşkesin yaşandığını belirten Demirtaş, en büyük sorunun güvensizlik olduğunu kaydetti. Demirtaş, “Tarihi kökleri olan güvensizlikler var. Bunları aşmak kolay değil. Güvensizliklerin sözle değil, pratik adımlarla aşılmasını istiyoruz” dedi

Demirtaş’la ortak açıklama yapan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ise, “Saldırılar, Esad rejiminin yüzüdür. Bir yandan gitmek istemeyen rejim var, diğer yandan ise buna karşı direnen rejim var. Kendimizi iki güce karşı savunuyoruz” dedi.

Hazırlık sürecindeyiz

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki çözüm sürecine dair sürecin üç aşamalı olduğuna dikkat çekti. Demirtaş “İlk aşamanın hazırlık sürecindeyiz. Yani ilk sürecin başlaması için hazırlıkları yapıyoruz. Bu hazırlık yeterli düzeyde organize edilirse Öcalan’ın geri çekilmesi için çağrı yapmasını bekliyoruz. Aşamalar şöyle; geri çekilme; anayasal reform ve silahların bırakılarak normalleşme süreci.”

Kavga edilenle barış olur

Şu anda iki taraflı ateşkes yaşandığını belirten BDP lideri “Sürecin en büyük sorunu güven sorunudur. Tarihi kökleri olan güvensizlikler var. Bunları aşmak kolay olmuyor. En azından sağlam pratik adımlarla çözüme gitmeye çalışıyoruz. Güvensizlikleri sözle değil, pratikte atımların atılmasını istiyoruz” dedi.

Bu üç süreçle de Kürt sorunu tamamen çözülmeyeceğini savunan Demirtaş “AKP hükümetiyle barış yapılacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi: “Bu hükümetle çözüm olacağına inanıyoruz. Çünkü çözüm dostla değil, kavga edilenle olur. Meyveler olgunlaştığında toplanması daha sonra işe yaramaz. Makul bir hızla süreç ilerliyor, bu kararlılık olduğu sürece de bir tehlike görülmüyor.”

Rojava Öcalan’ın fikir devrimi

Berlin’de iki bölüm olarak hazırlanan “Rojava” konulu konferans, değişik çevrelerin katılımıyla dün gerçekleştirildi. Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) Eyalet Milletvekili Robert Schaddach, Civaka Azad ve Diyalog-Kreis kuruluşları tarafından organize edilen konferansta bir çok aydın ve ülkeden büyük elçilik temsilcilerinin yanı sıra PYD eşbaşkanı Salih Müslim ve BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş konuşmacılar arasında yer aldılar.

Birlikten yanayız

Rojava konferasının ilk bölümünde PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Esat rejiminin son saldırılarının Kuzey Kürdistan’daki barış ve çözüm sürecinden dolayı gerçekleştiğini Kuzey Kürdistan’daki barış ve çözüm sürecinin Rojava’yı direkt etkilediğini belirtti. Diğer halklarla kardeşçe yaşamak istiediklerini, Ezidiler ve Süryaniler olmak üzere diğer etnik gruplarla hiç bir fark gözetmeksizin binlerce yıldır birlikte yaşamakta olduklarını belirten Müslim; “Cami ve Kilise arasına hiç bir fark koymadık.” dedi. Halep’te son günlerde Kürtlere karşı artan saldırılara da dikkat çeken Müslim; “Son saldırılar Kuzey’deki barış sürecinden dolayı yapılıyor. Bu yüzden Kuzey’deki barış ve çözüm sürecinin direkt olarak sadece bize değil, bütün Ortadoğu’ya etkisi var.”dedi. Kendilerine “Ne istiyorsunuz?” diye şeklinde sık sık soru yöneltildiğini belirten PYD lideri “Biz bütün Kürtlerin birlikte yaşacağı bir Kürdistan konfederal yönetimden yanayız” yanıtını vererek sözlerini bitirdi.

Kürtler çözecek

Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, Suriye krizinin çözülmesi için öncelikli olarak ABD ve Rusya’nın anlaşması gerektiğine dikkat çekti. Türk hükümetinin Öcalan ve PKK ile yaptığı müzakerelerin Suriye’nin geleceğini etkileyeceğini ve Kürtlerin mücadelesinin Suriye’nin geleceğini söyleyen Lüders, “Rusya, Çin ve İran, Esat rejimi yanında yer alıyorlar, ama onu sevdikleri için, bu birliktelik sadece jeostratejik bir birliktelik” dedi.

İki güce karşı savunuyoruz

Türkiye, Suriye muhalefeti ve Esat rejimiyle ilişkiler konularındaki sorulara Müslim “Batılı güçlerle ilişkilerimiz var. Fakat galiba şansızlığımızdır; biz daha görüşmelere başlamadan bize karşı anti-propagandalar başlıyor. Bunun başında da Türkiye geliyor. Bizim PKK’ye bağlı olduğumuzu ve rejim yanlısı olduğumuzu iddia ediyorlar. Bu yüzden gittiğimiz her yerde kendimizi anlatıyoruz” dedi. Suriye’deki iç savaşın Arap Birliği’nin kararıyla arttığına dikkat çeken Müslim “Saldırılar, Esat rejiminin yüzüdür. Rejim daha önce özgürlük ve demokrasiden söz ediyordu, şimdiki kavga ise bir rejim savaşıdır. Bir yandan gitmek istemeyen rejim var, diğer yanda ise buna karşı direnen rejim var. Biz kendimizi iki güce karşı savunuyoruz; hem muhaliflere ve hem de rejime karşı” diye konuştu.

“Türkiye ile herhangi bir görüşmeniz var mı?” şeklinde soruya ise “Böyle bir şey söz konusu değil. Davutoğlu bazen medya yoluyla mesaj gönderiyor, biz de buna yine medya üzerinden yanıt veriyoruz” dedi. Muhaliflerin Kürtleri bir halk olarak kabul etmek istemediğine dikkat çeken PYD lideri devamla şöyle konuştu: “Arap muhalefeti Kürtlerin haklarının anayasada yer almasından yana değiller. Demokrasinin savunulması gerekiyor. Bu yüzden demokrasiyi savunacak kimse yoksa o zaman demokrasi daha tohumken yok edecek birçok güç ortaya çıkar. Bunu koruyacak olanlar da halktır. Bunun için de bütün halkı örgütlemişiz. Silahlarımız da halkımızdandır. İstesek de kimse silah vermiyor.”

Rojava devrimi ilk model

Oturumun son bölümünde söz alan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye ve Kürdistan’ın kuzey ile batı parçaları arasındaki ilişkilere değindi. Geçen yüzyılın Kürtlerin kendisini bir halk olarak ispatlama mücadelesiyle geçtiğini belirten Demirtaş “Kürtler geçen yüzyılda yaratılan değerlerin sonuçlarını görmek istiyor. Artık kimse Kürt halkını inkar edemez. Şunu çok iyi gördük; kendi içimizde parçalanmak yok olmakla eş değerdir” dedi.

Bölgede yaşayan halkların kan dökmeden barış içinde yaşamasının mümkün olduğunu belirten Demirtaş “Öcalan’ın felsefesi de bu temelde zaten. Rojava devrimi aynı zamanda Öcalan’ın da fikir devrimidir. Orada halklar birlikte demokratik haklar çerçevesinde yaşıyor. Bu model diğer ülkeler Türkiye ve İran için de geçerlidir. Ulus modeli aşılmadığı sürece krizler ve çatışmalar sürecek” diye konuştu.

Demirtaş “Ne zaman ki Türkiye, Esad’ın gitme ihtimalini gördü o zaman politikasını da değiştirdi. Türkiye şu anda Suriye’de çözüm değil, sorunun merkezindedir” dedi. Zamanında Erdoğan’a “Eğer Suriye’de çözüm istiyorsanız, önce kendinizden başlayın” şeklinde görüşlerini bildirdiklerini hatırlatan BDP lideri devamla şöyle konuştu: “Geldiğimiz nokta gösteriyor ki geç de olsa bu konuda gelişmeler yaşandı. Eğer ilk yıllarda Türkiye, Kürt sorunun çözümü için atım atsaydı Suriye krizi bu kadar derinleşmeyecekti. Çözüm süreci şüphesiz Suriye Kürdistan’ı da etkileyecek.”


Kaynak: ozgur-gundem.com 18 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder