Berlin’de Rojava konulu uluslararası konferansta konuşan BDP Eşbakanı Demirtaş, ‘Çözüm sürecinin hazırlık devresindeyiz’ dedi.
Demirtaş üç aşamalı çözüm sürecini şöyle özetledi: GERİ ÇEKİLME; ANAYASAL REFORM ve NORMALLEŞME SÜRECİ
ÜÇ AŞAMALI ÇÖZÜM SÜRECİ
Almanya Berlin’de yapılan Rojava konferansında konuşan Demirtaş,
çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş, “Üç aşamalı
sürecin hazırlık devresindeyiz. Bu hazırlık yeterli düzeyde olursa
Öcalan’ın çekilme çağrısı yapmasını bekliyoruz” dedi
GÜVEN İÇİN PRATİK ADIM ATILMALI
Çift taraflı ateşkesin yaşandığını belirten Demirtaş, en büyük
sorunun güvensizlik olduğunu kaydetti. Demirtaş, “Tarihi kökleri olan
güvensizlikler var. Bunları aşmak kolay değil. Güvensizliklerin sözle
değil, pratik adımlarla aşılmasını istiyoruz” dedi
Demirtaş’la ortak açıklama yapan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ise,
“Saldırılar, Esad rejiminin yüzüdür. Bir yandan gitmek istemeyen rejim
var, diğer yandan ise buna karşı direnen rejim var. Kendimizi iki güce
karşı savunuyoruz” dedi.
Hazırlık sürecindeyiz
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki
çözüm sürecine dair sürecin üç aşamalı olduğuna dikkat çekti. Demirtaş
“İlk aşamanın hazırlık sürecindeyiz. Yani ilk sürecin başlaması için
hazırlıkları yapıyoruz. Bu hazırlık yeterli düzeyde organize edilirse
Öcalan’ın geri çekilmesi için çağrı yapmasını bekliyoruz. Aşamalar
şöyle; geri çekilme; anayasal reform ve silahların bırakılarak
normalleşme süreci.”
Kavga edilenle barış olur
Şu anda iki taraflı ateşkes yaşandığını belirten BDP lideri “Sürecin
en büyük sorunu güven sorunudur. Tarihi kökleri olan güvensizlikler var.
Bunları aşmak kolay olmuyor. En azından sağlam pratik adımlarla çözüme
gitmeye çalışıyoruz. Güvensizlikleri sözle değil, pratikte atımların
atılmasını istiyoruz” dedi.
Bu üç süreçle de Kürt sorunu tamamen çözülmeyeceğini savunan Demirtaş
“AKP hükümetiyle barış yapılacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki
soruya ise şu yanıtı verdi: “Bu hükümetle çözüm olacağına inanıyoruz.
Çünkü çözüm dostla değil, kavga edilenle olur. Meyveler olgunlaştığında
toplanması daha sonra işe yaramaz. Makul bir hızla süreç ilerliyor, bu
kararlılık olduğu sürece de bir tehlike görülmüyor.”
Rojava Öcalan’ın fikir devrimi
Berlin’de iki bölüm olarak hazırlanan “Rojava” konulu konferans,
değişik çevrelerin katılımıyla dün gerçekleştirildi. Sosyal Demokratlar
Partisi (SPD) Eyalet Milletvekili Robert Schaddach, Civaka Azad ve
Diyalog-Kreis kuruluşları tarafından organize edilen konferansta bir çok
aydın ve ülkeden büyük elçilik temsilcilerinin yanı sıra PYD eşbaşkanı
Salih Müslim ve BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş konuşmacılar arasında
yer aldılar.
Birlikten yanayız
Rojava konferasının ilk bölümünde PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Esat
rejiminin son saldırılarının Kuzey Kürdistan’daki barış ve çözüm
sürecinden dolayı gerçekleştiğini Kuzey Kürdistan’daki barış ve çözüm
sürecinin Rojava’yı direkt etkilediğini belirtti. Diğer halklarla
kardeşçe yaşamak istiediklerini, Ezidiler ve Süryaniler olmak üzere
diğer etnik gruplarla hiç bir fark gözetmeksizin binlerce yıldır
birlikte yaşamakta olduklarını belirten Müslim; “Cami ve Kilise arasına
hiç bir fark koymadık.” dedi. Halep’te son günlerde Kürtlere karşı artan
saldırılara da dikkat çeken Müslim; “Son saldırılar Kuzey’deki barış
sürecinden dolayı yapılıyor. Bu yüzden Kuzey’deki barış ve çözüm
sürecinin direkt olarak sadece bize değil, bütün Ortadoğu’ya etkisi
var.”dedi. Kendilerine “Ne istiyorsunuz?” diye şeklinde sık sık soru
yöneltildiğini belirten PYD lideri “Biz bütün Kürtlerin birlikte
yaşacağı bir Kürdistan konfederal yönetimden yanayız” yanıtını vererek
sözlerini bitirdi.
Kürtler çözecek
Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, Suriye krizinin çözülmesi için
öncelikli olarak ABD ve Rusya’nın anlaşması gerektiğine dikkat çekti.
Türk hükümetinin Öcalan ve PKK ile yaptığı müzakerelerin Suriye’nin
geleceğini etkileyeceğini ve Kürtlerin mücadelesinin Suriye’nin
geleceğini söyleyen Lüders, “Rusya, Çin ve İran, Esat rejimi yanında yer
alıyorlar, ama onu sevdikleri için, bu birliktelik sadece jeostratejik
bir birliktelik” dedi.
İki güce karşı savunuyoruz
Türkiye, Suriye muhalefeti ve Esat rejimiyle ilişkiler konularındaki
sorulara Müslim “Batılı güçlerle ilişkilerimiz var. Fakat galiba
şansızlığımızdır; biz daha görüşmelere başlamadan bize karşı
anti-propagandalar başlıyor. Bunun başında da Türkiye geliyor. Bizim
PKK’ye bağlı olduğumuzu ve rejim yanlısı olduğumuzu iddia ediyorlar. Bu
yüzden gittiğimiz her yerde kendimizi anlatıyoruz” dedi. Suriye’deki iç
savaşın Arap Birliği’nin kararıyla arttığına dikkat çeken Müslim
“Saldırılar, Esat rejiminin yüzüdür. Rejim daha önce özgürlük ve
demokrasiden söz ediyordu, şimdiki kavga ise bir rejim savaşıdır. Bir
yandan gitmek istemeyen rejim var, diğer yanda ise buna karşı direnen
rejim var. Biz kendimizi iki güce karşı savunuyoruz; hem muhaliflere ve
hem de rejime karşı” diye konuştu.
“Türkiye ile herhangi bir görüşmeniz var mı?” şeklinde soruya ise
“Böyle bir şey söz konusu değil. Davutoğlu bazen medya yoluyla mesaj
gönderiyor, biz de buna yine medya üzerinden yanıt veriyoruz” dedi.
Muhaliflerin Kürtleri bir halk olarak kabul etmek istemediğine dikkat
çeken PYD lideri devamla şöyle konuştu: “Arap muhalefeti Kürtlerin
haklarının anayasada yer almasından yana değiller. Demokrasinin
savunulması gerekiyor. Bu yüzden demokrasiyi savunacak kimse yoksa o
zaman demokrasi daha tohumken yok edecek birçok güç ortaya çıkar. Bunu
koruyacak olanlar da halktır. Bunun için de bütün halkı örgütlemişiz.
Silahlarımız da halkımızdandır. İstesek de kimse silah vermiyor.”
Rojava devrimi ilk model
Oturumun son bölümünde söz alan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,
Türkiye ve Kürdistan’ın kuzey ile batı parçaları arasındaki ilişkilere
değindi. Geçen yüzyılın Kürtlerin kendisini bir halk olarak ispatlama
mücadelesiyle geçtiğini belirten Demirtaş “Kürtler geçen yüzyılda
yaratılan değerlerin sonuçlarını görmek istiyor. Artık kimse Kürt
halkını inkar edemez. Şunu çok iyi gördük; kendi içimizde parçalanmak
yok olmakla eş değerdir” dedi.
Bölgede yaşayan halkların kan dökmeden barış içinde yaşamasının
mümkün olduğunu belirten Demirtaş “Öcalan’ın felsefesi de bu temelde
zaten. Rojava devrimi aynı zamanda Öcalan’ın da fikir devrimidir. Orada
halklar birlikte demokratik haklar çerçevesinde yaşıyor. Bu model diğer
ülkeler Türkiye ve İran için de geçerlidir. Ulus modeli aşılmadığı
sürece krizler ve çatışmalar sürecek” diye konuştu.
Demirtaş “Ne zaman ki Türkiye, Esad’ın gitme ihtimalini gördü o zaman
politikasını da değiştirdi. Türkiye şu anda Suriye’de çözüm değil,
sorunun merkezindedir” dedi. Zamanında Erdoğan’a “Eğer Suriye’de çözüm
istiyorsanız, önce kendinizden başlayın” şeklinde görüşlerini
bildirdiklerini hatırlatan BDP lideri devamla şöyle konuştu: “Geldiğimiz
nokta gösteriyor ki geç de olsa bu konuda gelişmeler yaşandı. Eğer ilk
yıllarda Türkiye, Kürt sorunun çözümü için atım atsaydı Suriye krizi bu
kadar derinleşmeyecekti. Çözüm süreci şüphesiz Suriye Kürdistan’ı da
etkileyecek.”
Kaynak: ozgur-gundem.com 18 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder