14 Nisan 2013 Pazar

Sürecin ‘Kürt Hareketine Yıkılması Doğru Değil’

demokratik anayasa hareketi
Demokratik Anayasa Hareketi, barış sürecinde çatışmaların durmasının son derece önemli olduğu ancak bu sürecin yükünün ve sorumluluğunun Kürt halkına ve hareketine yıkma yaklaşımının doğru olmadığını belirtti.

Demokratik Anayasa Hareketi (DAH), Kürt sorununun çözümüne ilişkin Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı yaptı. Toplantının yapıldığı salona “Eşitlik, Özgürlük ve Demokrasi için Barış” pankartı asıldı. 

Çok sayıda DAH aktivistinin katıldığı toplantıda açıklamayı yapan Av. Ali Ersin Gür, barışın bölge halklarının en öncelikli ihtiyacı durumunda olduğuna dikkat çekerek, çatışmanın durmasının son derece önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Asıl sürecin bundan sonra başlayacağına vurgu yapan Gür, şunları söyledi: “Geçmişten gelen korkularımızdan kurtularak barışçı bir gelecek kurabilmek için önce geçmişin acılarıyla yüzleşmeliyiz. Bu yüzleşmeyi yapabildiğimiz ölçüde tek dil, tek inanç, tek kimlik dayatan tekçi ve tepeden inmeci devlet yasını aşabilir, eşitlerin özgürce yaşandığı yeni bir ülkeyi kurabiliriz. Bunu yapabilmek için önce birbirimizle konuşmalı, demokratik bir siyasal hayatı inşa etmek için anayasa yapım sürecine müdahil olmalıyız. Herkesi kimliklerin eşit, dillerin ve inançların özgür olduğu, emeğin hakkını aldığı, katılımcı bir demokrasi için harekete geçmeye davet ediyoruz.”

‘Sürecin yükünü Kürt hareketine yıkmak doğru değil’

“Barış sürecinin demokratik kazanımlarla sonuçlanması, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerinin gerçekleşebilmesi için tüm ezilen kesimlerin, azınlıkların, işçi ve emekçilerin, Alevilerin, inanç ve vicdan özgürlüğü isteyenlerin, aydınların, gençliğin, kadınların bu sürece örgütlü olarak doğrudan katılması gerektiğine inanıyoruz” diyen Gür, bu sürecin yükünü ve sorumluluğunu Kürt halkına ve hareketine yıkma yaklaşımını doğru bulmadıklarını kaydetti. Gür, demokrasi güçlerini, işçi ve emekçileri, yok sayılanları, ezilenleri tarihsel rollerini üstlenmeye ve ortak mücadeleye çağırdıklarını dile getirdi.

‘Cezaevlerinde bir iyileşme söz konusu olmadı’

Toplantıda konuşan DAH aktivisti ve TUHAD-FED Ankara Temsilcisi Havva Özcan ise, sürecin iyi okunması gerektiğini ve hassas bir süreç olduğunu belirterek, cezaevlerinde şu ana kadar herhangi bir iyileşmenin söz konusu olmadığını dile getirdi. Cezaevlerinde hasta tutsakların halen tutulduğunu ifade eden Özcan, bu süreçte açılmayan cezaevlerinin bile açıldığını kaydetti. Süreçten hem umutlu hem de kaygılı olduklarını dile getiren Özcan, tehlikeli ve hassas bir süreçten geçtiklerine işaret etti.

‘Gerilla çekilirse Kürt bölgesinde Hizbullah güçleri devreye girer’

DAH aktivisti ve Türkiye Barış Meclisi Sekreteryası’ndan İmam Canpolat ise, Kürt hareketinin bu sürecinin aslında 14 yıl önce başlattığına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ama maalesef o zamanki hükümet ve sayın Başbakan Erdoğan başkanlığındaki hükümetler. bu süreci yanlış okudular. Kürt hareketini tasfiye etme sürecine çevirdiler. 1999 yılında biliyorsunuz, Kürt Halk Önderi’nin çağrısıyla tek yanlı, devletle herhangi bir sözleşme ya da anlaşma yapmadan, bu kararı devlete mektuplar şeklinde bildirdi. 

1999 yılında 30 bin insanın hayatını kaybettiği söyleniyordu. 14 yıl geçti, Kürtlerin talepleri kabul edilmedi. Tekrar savaş tırmandı, bugün yine bakıyoruz resmi ağızlardan 45-50 bin kayıptan bahsediliyor. Bugün gelinen aşamada yine aynısı olur diye düşünmüyoruz kuşkusuz; ama benzer tehlikelerin olması var. Neden çünkü hükümet hiçbir yasal güvence almıyor. Hükümet bu sorunu çözmek için ne bir kanun çıkarıyor ne bir açıklama yapıyor. Daha şimdiden gerilla güçleri çekilirse Kürt bölgesinde hangi güçlerin boy göstereceği işaretleri alınıyor. Çekilmenin konuşulduğu bir dönemde bile Hizbullah güçlerinin devreye sokulmak istendiği açıkça ortadadır. Korucuların halka nasıl davranacağı hesabı yapılmalıdır. Bizim talebimiz Meclis karar almalı, Meclis’in kararında bu sürecin denetlenmesi için bir komisyonun çıkarılması ya da oluşturulması gerekiyor. Meclis dışında da aynı şekilde bir heyetin oluşturulması gerekiyor.”

DAH aktivisti Nurettin Sönmez ise, barış sürecinin başlamasıyla beraber Ortadoğu halklarının bir barışa kavuşmasının beklentisinin olduğunu ifade ederek, emperyalist güçlerin halklar arasında korkunç bir savaş başlatma planlarının olduğunu dile getirdi.

Kaynak: yuksekovahaber.com 11 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder